Türkiye’nin 5G yolculuğu İstanbul Havalimanı’nda başladı
Hüseyin ASLIYÜCE
İstanbul Havalimanı’nda yüksek hızda veri sağlayan 5G teknolojisinin ilk testi yapılan törenle gerçekleştirildi. İstanbul Havalimanı gidiş katındaki törene Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Ulaştırma ve Altyapı Bakan yardımcısı Ömer Fatih Sayan, İGA İstanbul Havalimanı yönetim kurulu üyesi Mehmet Kalyoncu, Turkcell CEO’su Murat Erkan, Türk Telekom CEO’su Ümit Önal, Vodafone CEO’su Engin Aksoy ve diğer ilgililer katıldı.
Törende konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, İstanbul Havalimanı’nda belirlenen bölgelerde 5G kapsaması ve altyapısı operatörlerce sağlanmış abonelere 5G sinyali verilmesi için gerekli ön hazırlıkların tamamlandığını bildirdi.
Operatörlerin 5G uygulamaları ve uygulama alanlarındaki gecikme, hız gibi avantajlarının gözlemlenebileceği çalışmaların da hazırlandığını anlatan Karaismailoğlu, “Bugün burada yerli teknoloji şirketlerimizin kurduğu stantlarda Türkiye’nin 5G yolculuğunda geldiği aşamayı göreceğiz. Halihazırda ülkemizde 5G destekli cihazların oranı düşük seviyelerde olup 5G’yi yazılımsal ve donanımsal destekleyen cep telefonların artması ile vatandaşlarımız da 5G hizmetlerinden faydalanabilir hale gelecek. 5G teknolojilerinin artık önümüzdeki yılların vazgeçilmezi olduğu su götürmez bir gerçek. Şuana kadar çok önemli mesafeler kat edildi, ancak artık bu yolu daha büyük adımlarla kat edeceğiz. Burada hazır 3 GSM operatörümüzün kıymetli yöneticileri bir arada. 5G teknolojisine geçiş süresini hızlandırmak ve daha geniş coğrafyalarda yaygınlaştırmak için yatırımlarımızı artıracağız.” şeklinde konuştu.
“6G çalışmalarına da önümüzdeki dönemde hız kazandıracağız”
Gelecek yıllarda teknoloji yatırımlarının artarak devam edeceğini belirten Bakan Karaismailoğlu, 5G altyapısını tamamlayarak hizmete sunacaklarını vurguladı. 6G çalışmalarına da ilerleyen süreçte hız vereceklerini söyleyen Karaismailoğlu, “Ülkemizi dijital yollarla öreceğiz. Fiber ağ uzunluğumuzu 478 bin kilometreden 1 milyon kilometreye çıkararak, genişleyen uydu filomuz ve uluslararası işbirlikleri ile global ölçekte hizmet verebilen dünyanın en büyük 10 uydu operatörü arasına gireceğiz. Bugünden 2053 yılına kadar gerçekleştireceğimiz toplam 198 milyar dolarlık ulaştırma ve haberleşme yatırımıyla üretime 2 trilyon dolar, millî gelire de 1 trilyon dolar katkı sağlayacağız.” dedi.
“5G abonelerine kullandırmaya başlayacağız”
5G teknolojisinin yaygınlaştırılmasını amaçladıklarını kaydeden Karaismailoğlu, devamında şunları söyledi: “Dünyanın transit merkezi İstanbul Havalimanında başlatacağımız 5G kıvılcımını 3 babayiğit operatörümüzün de desteği ve vizyonuyla ülkemizin dört bir yanına yayacağız. Ülkemizde, 2023 yılı itibariyle bu teknolojiyi yaygınlaştırmak üzere, 5’inci nesil mobil teknolojiyi ifade eden 5G teknolojisinde önemli ve ciddi atılım yaparak yoluna devam edecektir. İstanbul Havalimanında lansman sonrası, GSM operatörlerimiz tarafından standlarında kurulmuş 5G’nin farklı özelliklerini deneyimleme imkanına sahip olacağız. Lansmanla beraber, Havalimanı’nda kurulu olan 5G servisini, telefonu 5G destekli olan ve 5G’ye abone olmuş abonelerine kullandırmaya başlayacağız. 5G destekli terminali olan abonelerimiz, İstanbul Havalimanı’nda 5G’den yararlanabilecekler.”
“Yolculuk deneyiminin en önemli unsuru dijital altyapı”
İGA Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Kalyoncu ise, İGA İstanbul Havalimanı olarak Türkiye’nin 5G yolculuğuna ev sahipliği yaptıkları ve havalimanında yapılan yolculuk deneyimlerinin en önemli unsurunun dijital altyapı olduğunu söyledi. Bunu İstanbul Havalimanı projesinin başından itibaren ele aldıklarını belirten Kalyoncu, “Birçok teknolojiyi yerlileştirerek bize özel hiçbir havalimanında olmayan yeni çözümler üreterek burada uyguladık. Dünyada ve Avrupa’da dünyanın en yoğun havalimanları da dahil yüzde 40 yüzde 50 gecikme ve operasyonel çöküntüler yaşarken İstanbul Havalimanı olarak bırakın operasyonel zaafiyeti daha ileriye nasıl giderizin adımını atıyoruz. 5G adımını da bunlardan önemli bir adımı olarak görüyoruz.” şeklinde konuştu.
İGA’da 101 farklı sistem var
İGA İstanbul Havalimanı’nda yangın sistemlerinden bagaj sistemine kadar 101 ayrı sistemin bulunduğunu belirten Kalyoncu, şöyle konuştu: “Dünyada hiç denenmemiş kadar büyüğünü yapmak oldu bu sistemlerin. Terminal binası Pentagondan sonra bir çatı altındaki en büyük bina. 1,4 milyon metre kare. Bizim ölçek ekonomisinin getirdiği avantajları kullanarak birçok noktada yerli hizmetleri ortaya koyduk. Bu sitemler münferit halde çalıştırılması zorken biz müştereken de hatasız çalıştırıyoruz. Bundan sonra 5G altyapısı sayesinde çok daha mükemmel bir noktaya taşıyacağı. Türkiye’nin 5G yolculuğu İstanbul Havalimanı’ndan başlıyor olacak.”
“İnsan odaklı bir havalimanı olma hedefimiz koruyoruz”
Bugünkü uygulamayı da hayata geçirirken somut etkilerini göz ününde bulunduklarını anlatan Kalyoncu, “Nesnelerin interneti ve yapay zeka uygulamaları sayesinde biz somut yolculara fayda üreten noktalara getireceğiz. Burada ciddi veri var. Biz bu verileri toplayarak kararlar veriyoruz. Bu çocuk ve aile dostu temasını uygulayan havalimanı olduk. Ailelerin çocukları ile birlikte daha konforlu seyahat etmesini sağladık. Bu tamamen buradaki teknolojinin sağladığı veri ile oldu. 65 yaş üstü yolcular için projemiz sürüyor. Burada büyük verinin faydalarını kullanıyoruz. İş maksatlı seyahat eden yolcularımız için de yeni bir programı ortaya koyacağız. Akıllı, sürdürülebilir ve insan odaklı bir havalimanı olma hedefimiz koruyoruz. Dünya çapında aldığımız birçok ödülde bu konuda eşsiz olduğumuzu gösterdi.” diye konuştu.
Dalgadan enerji testte
MEHMET KARA
Türkiye’nin en büyük özel sektör elektrik üreticisi konumundaki Enerjisa, Balıkesir sınırları içinde, Marmara Denizi Kıyısı’ndaki Bandırma Enerji Üretim Üssü’nün kapılarını DÜNYA Gazetesi ve Enerji Günlüğü’ne açtı. 210 hektarlık arazi üzerinde kurulu Enerjisa Bandırma Enerji Üretim Üssü’nde Bandırma I ve Bandırma II doğalgaz çevrim santrallerinin yanı sıra, Bandırma I’in soğutma suyu deşarj sistemi üzerine kurulu 3 MW’lik hidroelektrik santrali ve 2 MW’lik bir güneş enerji santrali de elektrik üretiyor.
“İyi bir hibrit santral örneği”
Enerjisa Üretim AŞ CEO’su İhsan Erbil Bayçöl, Bandırma Enerji Üretim Üssü’nü sadece Enerjisa ve hissedarları açısından değil, Türkiye elektrik üretim sektörünün tamamı için de önemli bir tesis olarak niteledi. Bayçöl’e göre bunun nedenlerinden biri, tesislerin Türkiye enerji sektörünün gündeminde giderek daha çok konuşulan hibrit elektrik üretim tesislerinin iyi bir örneği olması.
Şebeke dengeleyici tesis
Bir diğer neden ise kompleksin Türkiye’nin en çok rüzgar alan, dolayısıyla rüzgar enerji santrallerinin yoğunlaştığı bölgede yer alması. Rüzgar kesintili bir enerji kaynağı olduğu için bölgedeki RES’ler en yüksek verimle çalışabilmelerini Bandırma I ve Bandırma II doğalgaz çevrim santrallerinin şebeke dengesini sağlamasına borçlu. Çünkü bölgedeki RES’lerin rüzgar eser esmez elektrik üretebilmeleri için ihtiyaç duyulan şebekedeki frekans seviyesi Enerji Üssü sayesinde tutturuluyor.
Rüzgâr santrallerinin dostu
Enerjisa Üretim CEO’su İhsan Erbil Bayçöl, bölgedeki rüzgar santrallerinin en optimal şekilde çalışabilmelerini sağlaması nedeniyle Bandırma Enerji Üssü’nü rüzgar dostu bir tesis olarak gördüklerini ifade ediyor. Bayçöl, tesislerin bu özelliğiyle aynı zamanda, yenilenebilir kaynakların şebeke uyumu konusunda veri elde edip bunlara dayalı çözüm geliştirme çalışmalarına da imkan tanıdığını anlatıyor.
Dalga enerjisi araştırmaları
İhsan Erbil Bayçöl, Bandırma Enerji Üretim Üssü’nün aynı zamanda Enerjisa Üretim’in ülke çapındaki üretim tesislerinin tek noktadan kontrol edilebildiği bir yönetim üssü olduğunu da ifade ediyor. Bayçöl bunu, yazılımını da Grup bünyesinde geliştirdikleri bir enerji üretimi yönetim sistemi ile yaptıklarını kaydediyor. Bayçöl’ün anlattıklarına göre, bu yazılım sayesinde ülke çapındaki tüm Enerjisa tesisleri birbirleriyle senkronize şekilde çalışabiliyor. Ayrıca tesisler sistem operatöründen gelebilecek anlık taleplere de cevap verebilecek şekilde organize halde faaliyet gösteriyor.
Aynı zamanda Ar-Ge merkezi
Bayçöl, halen doğalgaz, hidroelektrik ve güneşten elektrik üretilen Bandırma Enerji Üretim Üssü’nün kendileri için aynı zamanda bir Ar-Ge merkezi görevi de üstlendiğini anlattı. Bayçöl, tesislerin bu sıfatı hak edecek bütün vasıflara sahip olduğunu ifade ederken, bunlardan birini, Türkiye’nin en çok rüzgar santraline sahip bölgesinde yer alması olarak gösteriyor. Çok sayıda organize sanayi bölgesinin yer aldığı Bursa’yı da kapsayan, yoğun enerji tüketilen Marmara Bölgesi’nde yer alması da Bandırma Enerji Üssü’nün önemini artıran bir diğer özellik.
Dalgadan elektrik çalışmaları
İhsan Erbil Bayçöl, deniz kıyısındaki Bandırma Enerji Üretim Üssü’nde önümüzdeki dönemde dalgadan elektrik üretimi denemeleri de yapmaya hazırlandıklarını söylüyor. Yine hem Ar-Ge amaçlı hem de Enerji Üssü’ndeki yaklaşık yüzde 1.5-2.0 düzeyindeki iç tüketimi karşılayabilmek için mikro rüzgar türbinleri kurmak da ürerinde çalışılan projeler arasında. CEO Bayçöl ayrıca elektrik saklama teknolojilerinin, yani büyük ölçekli bataryaların şebeke ve elektrik santralleri ile ilişkisine yönelik araştırmalar da düşündüklerini söyledi.
100’DEN FAZLA METEOROLOJİ İSTASYONU
Enerjisa Üretim, sağlıklı talep tahmini yapabilmek için kendi bünyesinde özel bir meteoroloji ekibi oluşturmuş durumda. Şirket CEO’su İhsan Erbil Bayçöl’ün aktardığına göre bu ekip halen 100’den fazla ölçüm istasyonundan sıcaklık, kar ve yağmur başta olmak üzere çeşitli meteorolojik veriler topluyor. Daha isabetli tahminler yapabilmek için hem istasyon sayısı, hem veri türü sayısı artırılıyor hem de kullanılan yazılımın yetenekleri geliştiriliyor.
“TUFANBEYLİ’DE YÜKSEK VERİMİ YAKALADIK”
Enerjisa Üretim CEO’su İhsan Erbil Bayçöl, portföylerindeki tesislerin Türkiye elektrik üretim sektöründe en yüksek emre amadelik oranlarına sahip olduğunu vurguladı. Bayçöl yerli linyitle çalışan 450 MW kurulu gücündeki Tufanbeyli Termik Santrali’nin de devreye alındığı dönemde düşük verimlilikle çalışsa da yaptıkları çalışmalar sayesinde şu anda kendi klasmanında Türkiye’nin en verimli santrallerinden biri haline geldiğinin altını çizdi. Bayçöl, “Hiçbir termik santral kurulduğu gün en yüksek verimliliği yakalamaz. Bunun için kullanılan yakıtın özelliklerine göre çeşitli test çalışmaları yapılması gerekir. Biz de bunları yaptık ve en yüksek verimliliğe ulaştık” ifadelerini kullandı.
Dalgadan enerji testte
MEHMET KARA
Türkiye’nin en büyük özel sektör elektrik üreticisi konumundaki Enerjisa, Balıkesir sınırları içinde, Marmara Denizi Kıyısı’ndaki Bandırma Enerji Üretim Üssü’nün kapılarını DÜNYA Gazetesi ve Enerji Günlüğü’ne açtı. 210 hektarlık arazi üzerinde kurulu Enerjisa Bandırma Enerji Üretim Üssü’nde Bandırma I ve Bandırma II doğalgaz çevrim santrallerinin yanı sıra, Bandırma I’in soğutma suyu deşarj sistemi üzerine kurulu 3 MW’lik hidroelektrik santrali ve 2 MW’lik bir güneş enerji santrali de elektrik üretiyor.
“İyi bir hibrit santral örneği”
Enerjisa Üretim AŞ CEO’su İhsan Erbil Bayçöl, Bandırma Enerji Üretim Üssü’nü sadece Enerjisa ve hissedarları açısından değil, Türkiye elektrik üretim sektörünün tamamı için de önemli bir tesis olarak niteledi. Bayçöl’e göre bunun nedenlerinden biri, tesislerin Türkiye enerji sektörünün gündeminde giderek daha çok konuşulan hibrit elektrik üretim tesislerinin iyi bir örneği olması.
Şebeke dengeleyici tesis
Bir diğer neden ise kompleksin Türkiye’nin en çok rüzgar alan, dolayısıyla rüzgar enerji santrallerinin yoğunlaştığı bölgede yer alması. Rüzgar kesintili bir enerji kaynağı olduğu için bölgedeki RES’ler en yüksek verimle çalışabilmelerini Bandırma I ve Bandırma II doğalgaz çevrim santrallerinin şebeke dengesini sağlamasına borçlu. Çünkü bölgedeki RES’lerin rüzgar eser esmez elektrik üretebilmeleri için ihtiyaç duyulan şebekedeki frekans seviyesi Enerji Üssü sayesinde tutturuluyor.
Rüzgâr santrallerinin dostu
Enerjisa Üretim CEO’su İhsan Erbil Bayçöl, bölgedeki rüzgar santrallerinin en optimal şekilde çalışabilmelerini sağlaması nedeniyle Bandırma Enerji Üssü’nü rüzgar dostu bir tesis olarak gördüklerini ifade ediyor. Bayçöl, tesislerin bu özelliğiyle aynı zamanda, yenilenebilir kaynakların şebeke uyumu konusunda veri elde edip bunlara dayalı çözüm geliştirme çalışmalarına da imkan tanıdığını anlatıyor.
Dalga enerjisi araştırmaları
İhsan Erbil Bayçöl, Bandırma Enerji Üretim Üssü’nün aynı zamanda Enerjisa Üretim’in ülke çapındaki üretim tesislerinin tek noktadan kontrol edilebildiği bir yönetim üssü olduğunu da ifade ediyor. Bayçöl bunu, yazılımını da Grup bünyesinde geliştirdikleri bir enerji üretimi yönetim sistemi ile yaptıklarını kaydediyor. Bayçöl’ün anlattıklarına göre, bu yazılım sayesinde ülke çapındaki tüm Enerjisa tesisleri birbirleriyle senkronize şekilde çalışabiliyor. Ayrıca tesisler sistem operatöründen gelebilecek anlık taleplere de cevap verebilecek şekilde organize halde faaliyet gösteriyor.
Aynı zamanda Ar-Ge merkezi
Bayçöl, halen doğalgaz, hidroelektrik ve güneşten elektrik üretilen Bandırma Enerji Üretim Üssü’nün kendileri için aynı zamanda bir Ar-Ge merkezi görevi de üstlendiğini anlattı. Bayçöl, tesislerin bu sıfatı hak edecek bütün vasıflara sahip olduğunu ifade ederken, bunlardan birini, Türkiye’nin en çok rüzgar santraline sahip bölgesinde yer alması olarak gösteriyor. Çok sayıda organize sanayi bölgesinin yer aldığı Bursa’yı da kapsayan, yoğun enerji tüketilen Marmara Bölgesi’nde yer alması da Bandırma Enerji Üssü’nün önemini artıran bir diğer özellik.
Dalgadan elektrik çalışmaları
İhsan Erbil Bayçöl, deniz kıyısındaki Bandırma Enerji Üretim Üssü’nde önümüzdeki dönemde dalgadan elektrik üretimi denemeleri de yapmaya hazırlandıklarını söylüyor. Yine hem Ar-Ge amaçlı hem de Enerji Üssü’ndeki yaklaşık yüzde 1.5-2.0 düzeyindeki iç tüketimi karşılayabilmek için mikro rüzgar türbinleri kurmak da ürerinde çalışılan projeler arasında. CEO Bayçöl ayrıca elektrik saklama teknolojilerinin, yani büyük ölçekli bataryaların şebeke ve elektrik santralleri ile ilişkisine yönelik araştırmalar da düşündüklerini söyledi.
100’DEN FAZLA METEOROLOJİ İSTASYONU
Enerjisa Üretim, sağlıklı talep tahmini yapabilmek için kendi bünyesinde özel bir meteoroloji ekibi oluşturmuş durumda. Şirket CEO’su İhsan Erbil Bayçöl’ün aktardığına göre bu ekip halen 100’den fazla ölçüm istasyonundan sıcaklık, kar ve yağmur başta olmak üzere çeşitli meteorolojik veriler topluyor. Daha isabetli tahminler yapabilmek için hem istasyon sayısı, hem veri türü sayısı artırılıyor hem de kullanılan yazılımın yetenekleri geliştiriliyor.
“TUFANBEYLİ’DE YÜKSEK VERİMİ YAKALADIK”
Enerjisa Üretim CEO’su İhsan Erbil Bayçöl, portföylerindeki tesislerin Türkiye elektrik üretim sektöründe en yüksek emre amadelik oranlarına sahip olduğunu vurguladı. Bayçöl yerli linyitle çalışan 450 MW kurulu gücündeki Tufanbeyli Termik Santrali’nin de devreye alındığı dönemde düşük verimlilikle çalışsa da yaptıkları çalışmalar sayesinde şu anda kendi klasmanında Türkiye’nin en verimli santrallerinden biri haline geldiğinin altını çizdi. Bayçöl, “Hiçbir termik santral kurulduğu gün en yüksek verimliliği yakalamaz. Bunun için kullanılan yakıtın özelliklerine göre çeşitli test çalışmaları yapılması gerekir. Biz de bunları yaptık ve en yüksek verimliliğe ulaştık” ifadelerini kullandı.
Türkiye, Fransa’dan sismik veri sistemi aldı
Kerim ÜLKER
Kıbrıs Adası’nda gaz arama faaliyetleri nedeniyle siyasi ve ekonomide iplerin kopma noktasına geldiği Fransa’nın en önemli jeoloji teknolojisi ve sismik veri sistemi üreticilerinden Sercel, Türkiye’ye önemli bir ürün teslimatı yaptı.
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’na (TPAO) bağlı olan ve arama, üretim ve petrol ticareti yapan TPIC (Turkish Petroleum International Company), Fransız Sercel’in ürettiği yeni nesil arazi bilgi edinim sistemi WING’i satın aldı.
Fransız şirketin resmi sitesinden duyurduğu bilgilere göre TPIC, Türkiye’nin ulaşılması zor dağlık bölgelerinde yapılacak sismik veri toplama çalışması için WING sistemini tercih etti. Bu sistem, elde edilen yüksek kaliteli sismik verilerin işleme merkezine teslim etmesini sağlıyor.
11 ülkede 2 bin çalışanı var
Sercel CEO’su Emmanuelle Dubu, “TPIC’e yıllar içinde Sercel’in sismik ekipmanlarına gösterdikleri güven ve yakın zamanda yeni WING düğümlü arazi edinim sistemimizi seçtiği için teşekkür ediyoruz. Yakın zamanda COVID-19 salgını nedeniyle kilitlenmeye rağmen, biz ekipmanı zamanında teslim ederek müşterilerimize olan bağlılığımızı gösterdik. WING sistemimizle TPIC’in yüksek anket verimliliği elde edeceğinden, üstün kalitede geniş bant sismik verileri toplayacağından şüphemiz yok” dedi.
1956 yılında Paris’te kurulan Sercel’in 11 ülkede 2 binden fazla çalışanı var.
Pandemide siber güvenliğin can simidi Çok Faktörlü Koruma ve DLP oldu
Antivirüs, internet güvenliği ve uç nokta koruma yazılımları sağlayıcısı ESET, kendi verilerinden yola çıkarak, Türkiye’de yılın ilk beş ayına ilişkin kurumsal siber güvenlik eğilimlerini paylaştı.
“Özellikle Çok Faktörlü Koruma (MFA-Multi Factor Authentication), işi eve taşıyan kuruluşlar açısından can simidine dönüştü“ diyen ESET Türkiye Satış Müdürü Asım Akbal, “Bu konudaki çözümümüz olan ESET Secure Autentication yazılımımız, geçen yılın ilk beş ayına göre 3 kat daha fazla tercih edildi“ bilgisini paylaştı.
Çok Faktörlü Koruma Nedir?
Şirket verilerine uzaktan erişimde kullanılan Çok Faktörlü Koruma (veya çok faktörlü kimlik doğrulama), online banka girişlerinde olduğu gibi, ilgili kişinin telefonuna SMS veya uygulama aracılığı ile ikinci bir giriş şifresi ileterek güvenliği arttırıyor.
Veri Kaybını Önleme (DLP) yazılımlarına ilgi yükseldi
Asım Akbal’in paylaştığı bilgiye göre, öne çıkan bir diğer önlem olan DLP yazılımları, kurum cihazlarından kaynaklanabilecek veri sızıntılarını izlemeye ve engellemeye yönelik. ESET Satış Müdürü, ”Çalışanlar, önemli verilerini şirket dışında bir oluşuma taşıyamaz. Şirketleri, veri sızıntısı sonucu oluşacak maddi zararlardan ve itibar kaybından korur. ESET’in teknoloji ortaklarından Safetica Full DLP, son 5 aylık süreçte geçen yıla göre 4 kat daha fazla tercih edildi” diye konuştu.
Şifrelemeye yönelim arttı
Söz konusu dönemde özellikle KOBİ segmentinde tercih edilen siber güvenlik programlarından biri de şifreleme (kriptolama- encryption) yazılımları oldu. Şirket verilerinin şifrelenerek, yetkisi olmayan kişilerden korunmasını sağlayan ESET Endpoint Encryption programı, genel ilgi seviyesini aşarak daha çok incelendi ve talep gördü. Bu da günümüzde verinin değerinin artık cihazların değerinden daha kıymetli hale geldiğinin göstergesi.
Veri şifreleme uygulamalarının şirketler tarafından genellikle ötelendiğini veya yeterince önemsenmediğini aktaran ESET Satış Müdürü Asım Akbal, “Genelde sınırlı seyreden şifreleme talebi, bilgisayarların şirket dışına çıkmasıyla birlikte değer kazandı. Tüm cihazların sabit ve çıkarılabilir disklerini uzaktan şifrelemenin güzel yanlarından biri de, verileriniz bir biçimde çalınmış ve sızmış olsa bile, başkaları tarafından görülemez ve kullanılamaz halde olmasıdır“ dedi.
Bu ürünlere ilgi neden yükseldi?
“Birkaç sebep var“ diyen ESET Satış Müdürü Asım Akbal, “Kişisel verilerin korunmasıyla ilgili dünyada olduğu gibi Türkiye’de de gelişen kanuni süreçler, verilerin saydığımız yazılımların da katkısıyla korunmasını öngörüyor. Türkiye’deki şirketlerde de bu yönde bir eğilim başlamıştı ancak pandemi döneminde işlerin eve taşınması ve uzaktan çalışmanın zirve yapması; Çok Faktörlü Koruma, DLP ve şifreleme (encryption) yazılımlarına yönelik ilgiyi hızla yukarıya çekti.
Akbal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak hatırlatmak isterim ki, tüm bu yazılımlar siber güvenlikte ek çözümlerdir. Siber güvenliğin temelini; ev ve küçük ofisler için antivirüs ve internet güvenliği; kurumlar için de uç nokta güvenliği (Endpoint Security) yazılımları oluşturur. Ek çözümler, güvenlik katmanları ekleyerek, koruma çemberini güçlendirir.”
Yaklaşık 200 milyon tapulu mülk GABORAS’ta
Türkiye’deki tüm gayrimenkullerle ilgili İzlenebilir Ölçülebilir Fiyat aralığı 102.99 trilyon olarak hesaplanan Türkiye’deki tüm arsalar ve de yer aldığı şehirler için endeksler yayınlayan GABORAS büyük kurumlara gayrimenkul portföy ve varlık yönetimi hizmeti de veriyor. Şirket aynı zamanda gayrimenkulü teminat olarak değerlendirmek, gayrimenkul satın almak, satmak, işlem yapmak ya da bilip takip etmek isteyenlere, Akıllı Kontratlar yanında gayrimenkullerle ilgili ayrıntılı rapor hazırlama konusunda da hizmet veriyor. Üstelik bu raporlar 5 ayrı dilde, 80 sayfayı bulan ayrıntılı raporlar.
Türkiye’nin Gayrimenkul Ekonomisini baz alan en büyük veri merkezi konumundaki GABORAS, her üç ayda bir 600 bin sayfa veri ile sektörü derinlemesine izliyor. Bu verileri işleyip analiz ederek gayrimenkul dijital terminali olarak hizmet veren GABORAS, tüm şehir, ilçe, mahalle bazında finansal teknik analiz ve endekslerini yayınlıyor. İsteyen herkes ada ve parsel girerek bu sistem üzerinden gayrimenkullerinin değer fiyat aralığının sorgulamasını yapabiliyor. Bunu Pandemi sürecinde bir ileri taşıyarak dijital okuryazarlık ve yerel ağ oluşturma ile birleştirip bulguları yerel iş dünyası yetkileriyle kontrole tabi tutuyor.
GABORAS’ın verdiği bir başka hizmet ise gayrimenkul varlıklarını yerli yabancı muhatapları için takip etmek, izlemek ve analiz etmek. Türkiye’nin önemli kuruluşlarına gayrimenkul varlık yönetimi hizmeti veren GABORAS’ın önceliği, gayrimenkulünün değer fiyat aralığını tam olarak bilemeyen kurumlara, ellerindeki ya da alacakları portföyleri takip, izleme ve analiz yaparak yön vermek.
Güvenli gayrimenkul ticaretini sağlamak amacıyla GABORAS, gayrimenkul satın almak, satmak, teminatta değerlendirmek vb. işlem yapmak ya da bilip takip etmek isteyenlere gayrimenkullerle ilgili ayrıntılı rapor hazırlama konusunda da hizmet veriyor. Üstelik bu raporlar 5 ayrı dilde, 80 sayfayı bulan ayrıntılı raporlar.
Bugün Türkiye’nin ölçülebilir arsa değerini 102.99 trilyon olarak hesaplayan GABORAS, Türkiye’de mevcutta bulunan toplam 184 milyon tapunun her biri için çoğu kişinin aklına gelmeyen verileri karşılaştırarak analiz yapabiliyor. GOS Yapaz Zekası sayesinde 20-30 günde elde edilemeyecek veriyi milisaniyede verebilmenin sırrı ise, şirketin dijital gayrimenkul okuryazarlığı gücünden geliyor.
GABORAS: İstanbul’un değeri menkulleşerek korunabilir
Gayrimenkul Borsası AŞ (GABORAS) Genel Müdürü Kurtuluş Altun, İstanbul’un arsa değerinin TL üzerinden arttığını fakat döviz bazında düştüğünü belirterek, “İstanbul’un arazi değeri gerilemiş görünüyor. Bu durum atak fırsatı oluşturmuş durumda. İstanbul’un değeri ancak sektörü menkulleştirerek korunabilir.” dedi.
Altun, online düzenlenen basın toplantısında, gayrimenkul sektöründe yaşanan son gelişmelere ilişkin bilgi verdi.
Sektörün borsasının oluşması gerektiğine işaret eden Altun, bu durumda atak fırsatlarının üst seviyede yaşanabileceğini söyledi.
Altun, sektörde ihtiyaç duyulan arz talep dengesi için borsanın kurulması ve yeni enstrümanların acil kullanıma alınması gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Pandemi sürecini herkes gibi sektör ve piyasa verileri üzerinden izliyoruz. Tüm Türkiye’deki gayrimenkullerin değer analizlerini yaparken İstanbul’un arazi değerinde önemli bir düşüş tespit ettik. İstanbul’un arazi değeri dolar karşısında eridi. 2016 sonunda İstanbul’daki toplam 5,2 milyar metrekarelik arsa ve arazinin değeri 2 trilyon dolardı. Bu süre içinde dolar, Türk lirası karşısında hızla yükseldi ve İstanbul, bu dolarizasyon kaybının ancak yüzde 30’unu telafi edebildi. İstanbul’un arazi değeri gerilemiş görünüyor. Bu durum atak fırsatı oluşturmuş durumda. İstanbul’un değeri ancak sektörü menkulleştirerek korunabilir.
Piyasaların dip algısından itibaren ciddi bir yükseliş bekliyoruz. Daha önce benzer dönem verilerine baktığımızda, dönüşün büyük olacağını görüyoruz. Pandemi sonrası bu nedenle çok önem kazanmış durumda. Bu durum, gayrimenkulün menkulleşmesi adına çok büyük bir fırsat.”
“Şehirlerin değil, kırsal bölgelerin izleme altına alındığını görüyoruz”
Kurtuluş Altun, pandemi ile birlikte dünyanın ekonomik bir durgunluk sürecinden geçtiğini ifade ederek, Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu kaynağın gayrimenkul sektörünün içerisinde yatan menkulleşebilecek potansiyel güçte olduğunu söyledi.
Altun, devamla şunları kaydetti:
“Sadece İstanbul’un otoparkları için yaptığımız menkulleştirme incelemesinde, her geçen saniye ne kadar büyük kayıp içerisinde olduğumuzu veri akışlarından görüyoruz. Menkulleştirme kontratları üzerinden oteller, hastaneler, sosyal tesisler, yurt binaları ülke ekonomisine kazandırılabilir.
Herkesin bir daire almaya parası yetmeyebilir ama herkesin en değerli yerlerde bir otopark payı ve bu payın faizsiz geliri olabilir. Türkiye’de gayrimenkul işlem döngüsü hızı 75-100 yıl olarak çıkıyor. Teknolojimiz, bu döngünün borsalaşması ile kısa zamanda 3-4’e katlanacağını hesaplıyor. ”
Altun, bankalar, finans kuruluşları gibi ellerinde ciddi gayrimenkul bulunan kurumların varlıklarını takip etme, izleme ve analiz ederek onlara yön verme konusunda da çalıştıklarını anlattı.
Bu dönemde yurt içi ve dışından izleme ve rapor alma konusunda 12 katlık ciddi bir talep artışı ile karşılaştıklarını aktaran Altun, şu bilgileri verdi:
“GABORAS olarak, verinin değerine inanıyoruz. Örneğin, bu dönemde konutlarda bölgesel değer kazanma dışında pandemi gibi bazı yeni etkileyiciler, fiyatları değiştirdi ve değiştirmeyi sürdürecek. O nedenle şu anda ‘değeri arttı, azaldı’ söyleminden çok, nereler izlemeye alınıyor, bunun önemli olduğuna inanıyoruz.
Gayrimenkul kararında izleme en önemli evrelerden biridir. Biz insanların hangi bölgeleri izlemeye aldıklarını görebiliyoruz. Genellikle şehirlerin değil, kırsal bölgelerin izleme altına alındığını görüyoruz. Bu da gelecekte kırsalda alım satım işlemlerinin artacağı yönünde bize ipuçları veriyor.”
“Gayrimenkulün doğru anlaşılması ve verilerin doğru okunması önemli”
GABORAS Genel Müdürü Altun, Türkiye’de 184 milyonun üzerinde tapu olduğuna işaret ederek, “Bunların her biri için çoğu kişinin aklına gelmeyen verileri karşılaştırarak analiz edebilen Türkiye’nin en büyük veri merkezi ile hizmet veriyoruz. Her 3 ayda bir 600 bin sayfa veri üretiyoruz. Gayrimenkulü olan herkesi büyük veriyle bilgilendiriyoruz. Yapay zeka ile 1,5 milyon tapuyu onların adına takip ediyoruz. Blokzincir teknolojisiyle de gayrimenkulleri menkulleştirerek borsa haline getirmek için çalışıyoruz.” şeklinde konuştu.
Türkiye’de her kesim insan tarafından gayrimenkulün doğru anlaşılmasının ve verilerin doğru okunmasının önemine değinen Altun, “Bu süreçte, üstümüze düşen katkıyı veriyoruz. Dijital gayrimenkul okuryazarlığı ile sektöre liderlik yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz.” dedi.
Kaynak: AA
Vodafone, veri yükleme hızını 4 kat artırdı
Vodafone, koronavirüs tedbirleri kapsamında günlerini evde geçiren müşterileri için yeni bir hizmet sunuyor. Şirket, salgından korunmak için günlerini evde geçiren müşterilerine kaliteli ve verimli internet deneyimi sunmak üzere yeni bir kampanya başlattı. Buna göre Vodafone, mevcut ve yeni gelecek fiber ev interneti müşterilerinin veri yükleme (upload) hızlarını ücretsiz olarak 4 katına çıkardı. Vodafone böylece, özellikle YouTube gibi sosyal medya platformlarına video yükleyen, online oyun oynayan, uzaktan eğitim uygulamaları kapsamında ödevlerini gönderen, dosya aktarımı gerçekleştiren, canlı yayın ya da video konferans yapan müşterilerinin internete veri yükleme süresini önemli ölçüde kısaltacak.
Vodafone fiber ev interneti müşterilerinin altyapılarına göre kademeli olarak güncellemeler yapılmaya başlandı. Müşteriler, daha hızlı veri yükleme hizmetinden 1 Haziran 2020 tarihine kadar yararlanabilecek.
“Evlerde verimli internet deneyimi sunmayı hedefliyoruz”
Vodafone’un yeni hizmeti hakkında bilgi veren Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Engin Aksoy, şunları söyledi: “İçinde bulunduğumuz olağanüstü dönemde ülkece alınan tedbirlere uymamız ve evlerimizde kalmamız büyük önem taşıyor. Bu dönemde günlerini evde geçiren müşterilerimizin hayatını kolaylaştırmak üzere yeni bir kampanya başlattık. Kampanya kapsamında, mevcut ve yeni gelecek fiber ev interneti müşterilerimizin veri yükleme hızlarını ücretsiz olarak 4 katına çıkarıyoruz. Böylece, evden çalışan, uzaktan eğitim gören, online oyun oynayan ya da internete video yükleyen müşterilerimize daha kaliteli ve verimli bir ev interneti deneyimi sunmayı hedefliyoruz. Vodafone olarak, ‘önce dijital’ düşünerek herkes için çözüm olacak bir dijital gelecek için çalışmaya devam edeceğiz.”
Canovate Group, rotayı Amerika pazarına çevirdi
Ar-ge ve inovasyon odaklı global bir şirketler grubu olan yüzde 100 Türk markası Canovate Group, veri merkezi (data center) ve fiber optik sistemlerindeki teknolojisi ve uçtan uça ürün portföyü ile dünyanın 8 global markası arasında yer alıyor. Son dönemlerde yoğunlaştığı Amerika pazarında geçtiğimiz yıl yaklaşık 2 kat büyüme gösteren Canovate Group, bu yıl Kuzey Amerika ve Latin Amerika pazarlarında yaklaşık 2.5 kat büyümeyi hedefliyor.
Canovate Group’un Florida ofisinden, Kuzey Amerika ve Latin Amerika pazarlarında hayata geçen başarılı projeler hakkında bilgiler veren Canovate Group CTO’su Kıvanç İlal, şunları söyledi:
“ABD’nin 2. büyük telekom operatörü olan Verizon firmasına 5G altyapı uygulamaları için özel tasarladığımız fiber dağıtım kutularını veriyoruz ve bu kadar önemli bir operatörün 5G altyapısı için Canovate ürünlerini seçmesi, hem ülkemiz, hem Canovate açısından gurur verici bir başarıdır. Yine, Latin Amerika bölgesinin en önemli operatörlerinden olan Claro firmasının fiber altyapısı için kritik önemde olan Optik dağıtım çatılarını ve modüllerini veriyoruz. Ayrıca, Küba’nın tek operatörü olan Etecsa, Şili’nin en büyük operatörü olan Entel gibi firmalara da Canovate ürünlerini vermeye devam etmekteyiz” dedi.
2020 yılında Kanada ve Meksika pazarlarına girmeyi hedefliyor
Amerika pazarında bu yıl da agresif büyümeye devam edeceklerini anlatan Kıvanç İlal, şunları kaydetti:
“Amerika pazarında 5G yatırımlarının artması ve evlere kadar fiber uygulamalarının yaygınlaşmasından dolayı Canovate ürünlerine talebin artacağını öngörüyoruz. Fiyat ve kalite açısından Canovate ürünlerimiz, bu pazarları domine eden ABD’li firmalara göre oldukça avantajlı bir konumdadır. 2020 yılında özellikle Kanada ve Meksika pazarlarına yeni açılımlar yapmayı ve önemli operatörlerle çalışmayı hedefliyoruz. Bunun yanı sıra, marka bilinirliliğimizi ve pazar payımızı arttırmak için çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Bu kapsamda önemli fuarlar arasında olan OFC fiber fuarı, Afcom datacenter fuarı gibi fuarlara katılarak, dağıtım network’ümüzü geliştirmeye devam ediyoruz” diye konuştu.
Dünyada, 5G teknolojilerine hızlı bir geçiş yaşanıyor
Dünya genelinde 5G teknolojisine yapılan yatırımlar hakkında bilgiler veren Kıvanç İlal, konuşmasına şöyle devam etti:
“Dünyada bilişim teknolojisinde yaşanan hızlı ilerlemeler ve devamlı daha yüksek bant genişliğine ihtiyaç duyan uygulama ihtiyaçlarından dolayı, bu alanda altyapının hızla geliştirilmesine ihtiyaç vardır. Özellikle, IoT (Internet of Things) uygulamaları alanında yaşanan hızlı gelişmeler ve bu uygulamaların hızlı, güvenli ve yüksek bant genişliği sunan Telekom altyapısına ihtiyaç duyması sebebiyle, dünyada 5G teknolojilerine hızlı bir geçiş olmaktadır. IoT uygulamaları; endüstride, ev ortamında veya akıllı şehirlerde (smart cities) hızla uygulamaya alınmaktadır. Ayrıca, endüstride bir devrim yaratacak olan akıllı fabrikaları mümkün hale getiren Endüstri 4.0 uygulamaları da, yüksek bant genişliği ve hızlı veri iletişimine ihtiyaç duymaktadır. Söz konusu tüm bu uygulamalar, hızlı ve yüksek bant genişliğinde Telekom altyapısına ihtiyaç duyduğundan, 5G teknoloji ve uygulamaları bilişim alanında çağın gerisinde kalmamak için mutlaka yapılması gereken yatırımlardır. Bu alanda teknoloji liderleri olan ABD ve Kanada gibi ülkeler, zaten bu alanda yatırımlara başlamıştır ve hızla yol almaktadır. Latin Amerika ülkeleri de bu alandaki yatırımlarına devam ederek, trendi takip etmektedir” şeklinde konuştu.
Güne başlarken ekonomi ve piyasaların gündemi (16 Mayıs 2022)
Haftanın ilk günü piyasaları yurt içinde önemli gündem maddeleri bekliyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından açıklanacak ödemeler dengesi ve Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından açıklanacak bütçe rakamları daha öne çıkıyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin konut ve temizlik sektörü temsilcileri ile yapacağı görüşmeler de gündemde bulunuyor.
Yurt dışı piyasalarda daha sakin bir veri akışı beklenirken, New York Fed imalat endeksi izlenecek.
..::PİYASALARDA SON DURUM::.
Dolar/TL’de üst üste 8 gündür yükseliş devam ediyor. Kur bu sabah saatlerinde 20 Aralık’tan bu yana gördüğü en yüksek seviyeyi 15,50’nin üzerine taşırken euro/TL ise yeni haftanın ilk saatlerinde 16,20’nin üzerini test ettikten sonra 16,15’in hemen altında dengelendi.
.::TÜRKİYE VE DÜNYADAN HABERLER::.
Resmi Gazete’nin 14 Mayıs tarihli sayısında yayımlanan kurumlar vergisi genel tebliğinde değişiklik yapan tebliğe göre, ihracat yapan kurumlar ihracat kazançlarıyla sınırlı olmak üzere 1 Ocak’tan itibaren üretim ve ihracat faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlar için kurumlar vergisinde 1 puanlık indirimden yararlanabilecekler. Ancak 1 puan indirim uygulanacak kazanç tutarı, gerek ihracattan elde edilen kazancı gerekse ilgili dönem safi kurum kazancını aşamayacak.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılımını görüştüğünü ifade ederek, iki ülkenin üyeliği konusunda uzlaşmaya varılabileceğinden emin olduğunu aktardı.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Türkiye’nin Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliği hakkındaki endişeleri için “ortak bir zemin bulunabileceğini” ifade etti.
Çin Merkez Bankası (PBOC), orta vadeli kredi kolaylığı faizini değiştirmedi. Son 4 toplantıdır faiz oranını değiştirmeyen PBOC, 1 yıl vadeli orta vadeli kredi kolaylığı (MLF) faiz oranını yüzde 2,85 seviyesinde tuttu.
Şanghay yönetimi kent genelinde karantina, kapatma tedbirlerinin daha geniş şekilde kaldırılarak normal yaşama dönülmesi için 1 Haziran tarihini hedef olarak belirledi.
G7 Dışişleri Bakanları Toplantısının 3. gününde ele alınan Rusya-Ukrayna savaşı hakkında, “Rusya’nın saldırıları, yakın tarihin en şiddetli gıda ve enerji krizlerinden birini oluşturdu” ifadeleri kullanıldı.
Çin’de ekonomik aktivite Nisan ayında, COVID-19 salgınının önüne geçmek için uygulanan karantina, kapatma tedbirlerinin etkisiyle keskin şekilde yavaşladı.
Japonya’da toptan fiyatlar Ukrayna krizinin ve zayıf yenin enerji ve ham madde maliyetlerini yükseltmesinin etkisiyle Nisan ayında rekor seviyede yükseldi.
GÜNÜN AJANDASI
Haftanın ilk günü piyasaları yoğun bir veri akışı bekliyor. İlk veri Bloomberg HT tarafından açıklanan tüketici güven, beklenti ve eğilim endeksleri olacak (09.55).
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası(TCMB), Mart ayı ödemeler dengesi raporunu açıklayacak. Ödemeler dengesinin en önemli kalemi olan cari işlemler Şubat ayında 5,15 milyar dolar açık vermişti. ForeksHaber’in düzenlediği ankette ekonomistlerin Mart ayı cari işlemler medyan tahmini 5 milyar 286 milyon dolar, ortalama tahmini ise 5 milyar 185 milyon dolar açık oldu. (10.00).
Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK), Mart ayı dış ticaret endeksleri, ücretli çalışan sayısı ve ilk çeyrek işgücü istatistiklerini yayımlayacak. TÜİK, mevsimsel düzeltilmiş işsizlik oranını bir önceki dönem yüzde 11,2 olarak açıklamıştı (10.00).
Günün diğer önemli verisi Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan gelecek; Nisan ayına ilişkin Merkezi Yönetim bütçe dengesi açıklanacak. Mart ayında bütçe dengesi 68,97 milyar TL, faiz dışı denge 42,03 milyar TL açık vermişti (11.00).
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, önce emlak sektörü, ardından temizlik sektörü temsilcileri ile “Enflasyonla Mücadele Birlikten Berekete” programı çerçevesinde görüşecek (13.00, 15.00).
Avrupa Merkez Bankası (ECB) Yönetim Kurulu Üyesi Fabio Panetta, İrlanda Senatosu tarafından düzenlenen “Dijital Euro’ya Doğru” etkinliğinde açılış konuşmasını yapacak (11.20).
Avrupa’da analistlerin bekleyeceği çok önemli bir veri bulunmuyor. Euro Bölgesi Mart ayı ticaret rakamları öne çıkan tek veri olacak (12.00).
ABD’de Mayıs ayına ilişkin New York Fed imalat endeksi verileri yayımlanacak. Endeks bir önceki ay 24,6 puan seviyesinde açıklanmıştı (15.30).
New York Fed Başkanı John Williams, Mortgage Bankacılar Birliği (MBA) Sermaye Piyasaları Konferansında konuşacak (15.55).
ABD’de günün son verisi Mart ayına ilişkin sermaye hareketleri olacak. Bir önceki ay Ülkeye net 162,6 milyar TL sermaye girişi olmuştu (23.00).