Rekabet Kurulu’ndan 7 şirkete soruştuma
Rekabet Kurulu, Electrolux, Çetinler, Uğur Soğutma, Miele, Korkamz Mutfak, Gençler ve Punto’ya soruşturma açtı.
Yapılan açıklamada şöyle denildi: “Korkmaz Mutfak Eşyaları Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, Gençler Ev Araç ve Gereçleri Pazarlama Ticaret Anonim Şirketi ve Punto Dayanıklı Tüketim Malları İthalat İhracat Ticaret Limited Şirketi’nin yeniden satıcılarının yeniden satış fiyatını tespit etmek ve Korkmaz Mutfak Eşyaları Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin yeniden satıcılarına müşteri sınırlaması getirmek suretiyle 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesini ihlal ettikleri iddiasına yönelik yürütülen önaraştırma Rekabet Kurulunca karara bağlandı.
Önaraştırmada elde edilen bilgi, belge ve yapılan tespitleri 30.06.2022 tarihli toplantısında müzakere eden Rekabet Kurulu, bulguları ciddi ve yeterli bularak; Korkmaz Mutfak Eşyaları Sanayi ve Ticaret A.Ş., Gençler Ev Araç ve Gereçleri Pazarlama Ticaret Anonim Şirketi ve Punto Dayanıklı Tüketim Malları İthalat İhracat Ticaret Limited Şirketi hakkında soruşturma açılmasına, 22-29/474-M sayı ile karar verdi.
Uğur Soğutma Makinaları Sanayi ve Ticaret AŞ’nin4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesini ihlal edip etmediğinin tespitine yönelik yürütülen önaraştırma Rekabet Kurulunca karara bağlandı.
Önaraştırmada elde edilen bilgi, belge ve yapılan tespitleri 30.06.2022 tarihli toplantısında müzakere eden Rekabet Kurulu, bulguları ciddi ve yeterli bularak; Uğur Soğutma Makinaları Sanayi ve Ticaret A.Ş. hakkında soruşturma açılmasına, 22-29/473-M(2) sayı ile karar verdi.
Miele Elektrikli Aletler Dış Ticaret ve Pazarlama Ltd. Şti’nin 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesini ihlal edip etmediğinin tespitine yönelik yürütülen önaraştırma Rekabet Kurulunca karara bağlandı.
Önaraştırmada elde edilen bilgi, belge ve yapılan tespitleri 30.06.2022 tarihli toplantısında müzakere eden Rekabet Kurulu, bulguları ciddi ve yeterli bularak; Miele Elektrikli Aletler Dış Ticaret ve Pazarlama Ltd. Şti. hakkında soruşturma açılmasına, 22-29/473-M(1) sayı ile karar verdi.
Electrolux Dayanıklı Tüketim Mamülleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve Çetinler Dayanıklı Tüketim Malları San. ve Tic. Ltd. Şti’nin 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesini ihlal edip etmediklerinin tespitine yönelik yürütülen önaraştırma Rekabet Kurulunca karara bağlandı.
Önaraştırmada elde edilen bilgi, belge ve yapılan tespitleri 30.06.2022 tarihli toplantısında müzakere eden Rekabet Kurulu, bulguları ciddi ve yeterli bularak; Electrolux Dayanıklı Tüketim Mamülleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve Çetinler Dayanıklı Tüketim Malları San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında soruşturma açılmasına, 22-29/473-M(3) sayı ile karar verdi.”
İtalya Başbakanı Conte’den Doğu Akdeniz açıklaması
İtalya Başbakanı GiuseppeConte, Doğu Akdeniz’deki gerilimin herkesin zararına olduğunu ve bunu düzeltmek için mümkün olan her şeyi yapmaları gerektiğini bildirdi.
Fransa’nın ev sahipliğinde Korsika adasında gerçekleştirilen MED-7 adıyla anılan Güney Avrupa Ülkeleri Zirvesi’ne katılan İtalya BaşbakanıConteve Malta Başbakanı Robert Abela düzenlenen basın toplantısında konuştu.
Akdeniz havzasında karşı karşıya kaldıkları sorunları bugün geniş bir şekilde değerlendirdiklerini ifade edenConte, bu toplantı çerçevesindeki diyaloglarının ilerlemesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Düzensiz göç konusunun bu konulardan biri olduğuna işaret edenConte, “Geri dönüş ve göçmenlerin zorunlu olarak yeniden dağıtılması için etkili bir mekanizmanın geliştirilmesine çalışmalıyız.” ifadesini kullandı.
Conte, göç akışlarını yönetmeleri gerektiğini, bunun için de AB’nin erişimini, orijin ve transit ülkelere kadar genişletmenin, güçlendirmenin önemli olduğunu söyledi.
Doğu Akdeniz’de son dönemde artan tansiyona da değinen İtalya Başbakanı, “Doğu Akdeniz’deki gerilimi, bunun herkesin zararına olduğu ve bunu düzeltmek için mümkün olan her şeyi yapmanın görevimiz olduğu bilinciyle ele aldık. Burada büyüyen bir endişe söz konusu ve biz de diyalog ufuklarını genişleten ve paylaşılan çözümleri belirleyen erdemli bir görüşme sarmalı başlatmak istiyoruz.” diye konuştu.
Conte, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türk tarafının tek taraflı eylemleri karşısında Yunanistan ve Kıbrıs’tan (Rum Kesimi) dostlarımıza güçlü dayanışmamızı belirtmek istiyorum. İtalya olarak biz bunu hep yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Bu noktada, AB Dönem Başkanı Almanya’nın ve AB liderlerinin süregelen anlaşmazlıkları kökünden ele alan ve diyaloğu yeniden başlatacak daha yapıcı yaklaşımlar için desteklemek önemlidir.”
Konuşmasının sonunda AB’ye de seslenenConte, “AB, Akdeniz’deki liderliğini teyit etmek istiyorsa, burada önümüzde duran zorluklar karşısında üst düzey bir rol oynamalı.” dedi.
Diğer yandan, Malta Başbakanı Robert Abela da Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri büyük endişeyle yakından takip ettiklerini söyledi.
Yunanistan ve Kıbrıs’a dayanışmasını dile getiren Abela, bölgenin ne denli kritik ve hassas bir dönemden geçtiğinin farkında olduklarını kaydetti.
Başbakan Abela, barış, güvenlik ve istikrara inandığını ve bunun Akdeniz’deki bütün ülkelerin çıkarına olduğunu, bu konularda ileriye gidilebilmesi için diyaloğun üstün kılınması gerektiğini ifade etti.
Abela, ülkesinin, Libya’ya en yakın AB ülkesi olduğunu, bu nedenle transit ülke olan Libya üzerinden gelen göç akışında ön cephede yer aldıklarını belirtti. Abela, bu durumun AB’de de çoğu zaman gözardı edildiğini aktardı.
Kaynak: AA
İtalya Başbakanı Conte’den Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi ile dayanışma vurgusu
İtalya Başbakanı GiuseppeConte, Doğu Akdeniz’deki gerilimin herkesin zararına olduğunu ve bunu düzeltmek için mümkün olan her şeyi yapmaları gerektiğini bildirdi.
Fransa’nın ev sahipliğinde Korsika adasında gerçekleştirilen MED-7 adıyla anılan Güney Avrupa Ülkeleri Zirvesi’ne katılan İtalya BaşbakanıConteve Malta Başbakanı Robert Abela düzenlenen basın toplantısında konuştu.
Akdeniz havzasında karşı karşıya kaldıkları sorunları bugün geniş bir şekilde değerlendirdiklerini ifade edenConte, bu toplantı çerçevesindeki diyaloglarının ilerlemesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Düzensiz göç konusunun bu konulardan biri olduğuna işaret edenConte, “Geri dönüş ve göçmenlerin zorunlu olarak yeniden dağıtılması için etkili bir mekanizmanın geliştirilmesine çalışmalıyız.” ifadesini kullandı.
Conte, göç akışlarını yönetmeleri gerektiğini, bunun için de AB’nin erişimini, orijin ve transit ülkelere kadar genişletmenin, güçlendirmenin önemli olduğunu söyledi.
Doğu Akdeniz’de son dönemde artan tansiyona da değinen İtalya Başbakanı, “Doğu Akdeniz’deki gerilimi, bunun herkesin zararına olduğu ve bunu düzeltmek için mümkün olan her şeyi yapmanın görevimiz olduğu bilinciyle ele aldık. Burada büyüyen bir endişe söz konusu ve biz de diyalog ufuklarını genişleten ve paylaşılan çözümleri belirleyen erdemli bir görüşme sarmalı başlatmak istiyoruz.” diye konuştu.
Conte, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türk tarafının tek taraflı eylemleri karşısında Yunanistan ve Kıbrıs’tan (Rum Kesimi) dostlarımıza güçlü dayanışmamızı belirtmek istiyorum. İtalya olarak biz bunu hep yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Bu noktada, AB Dönem Başkanı Almanya’nın ve AB liderlerinin süregelen anlaşmazlıkları kökünden ele alan ve diyaloğu yeniden başlatacak daha yapıcı yaklaşımlar için desteklemek önemlidir.”
Konuşmasının sonunda AB’ye de seslenenConte, “AB, Akdeniz’deki liderliğini teyit etmek istiyorsa, burada önümüzde duran zorluklar karşısında üst düzey bir rol oynamalı.” dedi.
Diğer yandan, Malta Başbakanı Robert Abela da Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri büyük endişeyle yakından takip ettiklerini söyledi.
Yunanistan ve Kıbrıs’a dayanışmasını dile getiren Abela, bölgenin ne denli kritik ve hassas bir dönemden geçtiğinin farkında olduklarını kaydetti.
Başbakan Abela, barış, güvenlik ve istikrara inandığını ve bunun Akdeniz’deki bütün ülkelerin çıkarına olduğunu, bu konularda ileriye gidilebilmesi için diyaloğun üstün kılınması gerektiğini ifade etti.
Abela, ülkesinin, Libya’ya en yakın AB ülkesi olduğunu, bu nedenle transit ülke olan Libya üzerinden gelen göç akışında ön cephede yer aldıklarını belirtti. Abela, bu durumun AB’de de çoğu zaman gözardı edildiğini aktardı.
Kaynak: AA
Sanayicinin güneş enerjisi Erikoğlu Sunsystem’den
OSMAN NURİ BOYACI-DENİZLİ
Denizli’de Erikoğlu Yatırım Holding bünyesinde faaliyet gösteren Erikoğlu Sunsystem, 30 MW’ı yatırım olmak üzere, yerli ve yabancı yatırımcılar için yaklaşık 100 milyon dolar yatırım tutarlı 80 MW güneş enerji santralinin kurulumunu yaptı. Genel Müdür Mehmet Türkarslan, arazi ve tarımsal sulama uygulamalarının yanı sıra fabrika ve meskenlerin çatılarına kurdukları GES’lerle son kullanıcıların enerji maliyetlerinde tasarruf sağlamasına destek olduklarını söyledi.
Acıpayam GES’e Gold Standart sertifikası
Türkiye’nin ilk güneş enerjisi santrallerinden olan NER Enerji Güneş Enerji Santralini 2013 yılında Denizli’nin Serinhisar ilçesinde devreye alan Erikoğlu Sunsystem, 2015 yılında Enerji Bakanlığı’nın düzenlediği lisanslı güneş enerjisi santrali ihalesini kazanarak, Acıpayam ilçesinde Türkiye’nin güneşi takip ederek enerji üretme süresini en üst düzeye çıkaran tek eksenli güneş enerji santralini 15 milyon dolar yatırım bedeli ile kurdu. Acıpayam GES, Londra’da en iyi proje finansmanı ödülünü alırken, karbon ticareti yapılabilmesine izin veren Gold Standart sertifikası alan ve ticaretini yapan Türkiye’deki ilk lisanslı GES oldu.
Yerli ve yabancı yatırımcılar için 2013 yılından bu yana yaklaşık 100 milyon dolar yatırım bedeli ile 30 MW’si şirket yatırımı olmak üzere, 80 MW’ın üzerinde güneş enerjisi santrali kurulumu yaptıklarını aktaran Erikoğlu Sunsystem Genel Müdürü Mehmet Türkarslan, “2013 yılındaki ilk santralimizin kurulumundan itibaren yenilenebilir enerjiye ve güneş enerji santrallerine ilgi çok arttı. Türkiye’de ilk GES yatırımlarını yapan şirketlerden biriyiz. Sektörde elde ettiğimiz birikim ve tecrübe ile Türkiye’nin her bölgesinde gerek arazi üzerinde gerekse çatı üstlerinde güneş enerji santrallerini anahtar teslim devreye alıyoruz” dedi.
İngiltere’de enerji depolama ile rüzgar ve güneş enerjisi projeleri geliştirdiklerini söyleyen Türkarslan, burada atık su arıtma tesislerinin içine 250 MW gücünde GES kurulması projesinde yatırımcı ve anahtar teslim kurulum hizmeti vermeyi planladıklarını vurguladı.
“Temiz enerjiyle yaşanabilir bir dünya”
Erikoğlu Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Erikoğlu ise, çatı üstü kurulumlarla güneş enerjisinden üretilen elektriğe erişimin kolaylaştığını, son kullanıcıların güneşten enerji üretimi ile elektrik maliyetlerinde tasarruf sağlarken, temiz enerji kullanımı ile gelecek kuşaklara yaşanabilir bir dünya bırakmaya yardımcı olduklarını hatırlattı. Türkiye’nin yenilenebilir enerji sektöründeki en deneyimli firmalarından biri olarak yenilikçi ekibiyle birlikte çalışmalarına tüm güçleriyle devam edeceklerini belirten Erikoğlu, Türkiye ekonomisine güneşten aldıkları enerji ile katkıda bulunmaya devam edeceklerini söyledi.
Turkcell Genel Müdürü Murat Erkan 532 günü geride bıraktı
Kurumların dijital dönüşüm ihtiyaçlarına uçtan uca entegre çözümler sunan Dijital İş Servisleri şirketi de 2019’da yüzde 44, 2020’nin ilk 6 ayında ise yüzde 25 büyüdü. Paycell platformunun 2019’un dördüncü çeyreğindeki büyümesi yüzde 78 olurken, 2020’nin ikinci çeyreğinde grup dışı gelir artışı yüzde 60 oldu.
Turkcell‘in dijital servislerinin tekil gelirleri 2019 yılı sonunda 1 milyar TL’ye ulaşırken, 2020’nin ilk yarısında ise yıldan yıla yüzde 23 büyüdü. “Müşteri Hareketi” başlatan Erkan döneminde, müşterilerinTurkcell‘i tavsiye etme oranları da yükselerek 2020 yılının ikinci çeyreğinde en yakın rakiple farkı 15 puana kadar çıktı. Kurumsal sosyal sorumluluk projelerinde yeni bir dönemin başladığı 532 günlük süreçte ilk olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde grubun ilk güneş enerjisi santrali, Ankara’da ise güneş enerji panelleri de bulunan veri merkezi hizmete açıldı. Ayrıca “Sürdürülebilirlik Endeksli Kredi” anlaşmasıyla bu alandaki çalışmalar finansman alanına da taşınmış oldu.
“532 gün boyunca müşterilerimize en iyi hizmeti vermek için çalıştım”
TurkcellGenel Müdürü Murat Erkan,Turkcell‘de geçen 532 gününe ilişkin yaptığı açıklamada, “Türkiye’de 532 denince akla gelen tek bir şey var, o daTurkcell. Bugün de genel müdürlükteki 532. günüm. 532 gün boyunca müşterilerimize en iyi hizmeti vermek için çalıştım. Ülkemize ve müşterilerimize değer katacak hizmetler sunmak amacıyla ilk günkü heyecanla çalışmaya devam ediyorum.” dedi.
532 gün boyunca Türkiye’nin göz bebeği olan, bu topraklardan çıkmış bir şirketin başında olmanın sorumluluğuyla çalışma arkadaşlarıyla başarıdan başarıya koştuklarını belirten Erkan, “Müşterilerimizin desteği ve teveccühü ile onlara en yeniyi, en iyiyi sunmayı ilk önceliğimiz olarak belirledik. Bunun için tüm ekiplerimizle var gücümüzle çalıştık. Bunu yaparken de sektörümüzde birçok ilke imza attık. Sadece salgın dönemi bile yaptığımız işin ne kadar kritik ve önemli olduğunu bütün açıklığıyla ortaya koydu. Bizlerin şartlar ne olursa olsun durma ya da hata yapma lüksü olmadığını gösterdi. Biz de bu dönemden başarıyla çıktık. Evlerde bile olsak hayatın durmamasını sağladık.” diye konuştu.
Erkan,Turkcell‘in yerli ve milli teknolojilere en çok yatırım yapan şirketlerden biri olma misyonunu devam ettirdiğini aktararak, şunları kaydetti:
“Türkiye’de hemen her alanda başlayan yerli ve milli hamlenin teknoloji alanındaki en büyük destekçisiyiz. Salgın süreci de yerli ve milli teknolojilere yapılan yatırımların ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Türkiye’de milli ekosistemi en fazla destekleyen şirket olarak bugün sayıları bin 300’e yaklaşan mühendisimizle kendi teknolojilerimizi geliştiriyoruz.
Örneğin bu sayede mühendislerimizin geliştirdiği iletişim ve yaşam platformumuz BiP’in çoklu görüntülü görüşme özelliğiyle toplantılarımızı fiziksel olarak bir araya gelmeye ihtiyaç duymadan, güvenli bir şekilde yapabiliyoruz. Sahip olduğumuz teknolojiyle bir yandan TOGG ile Türkiye’nin otomobilinin gelişimine katkı sunarken diğer yandan da şehir hastanelerinin dijital sağlık altyapısını sağlıyoruz.”
1,5 milyon yeni faturalı abone
Turkcell‘in net faturalı abone kazanımı 2019 yılı sonu itibarıyla 1,5 milyon oldu.Turkcell, 2020 yılının ilk 6 ayında da 822 bin faturalı net müşteri kazandı. Altyapısına sadece 2019 yılında 7 milyar TL’den fazla yatırım yapanTurkcell, 2019 sonunda en yakın ikinci rakibi ile arasındaki ciro farkını yüzde 6’nın üzerine çıkararak, sabit ve mobil pazarın toplamını oluşturan entegre telekom sektöründe liderliğini pekiştirdi.
Teknolojideki öncü rollerini 5G’de de sürdürdüklerini anlatan Erkan, şu ifadeleri kullandı:
“Mevcut güçlü altyapımız şüphesiz 5G’ye geçişimizi kolaylaştıracak. Ancak burada önemli olan Cumhurbaşkanımızın ‘Yerli 5G teknolojisi altyapısını kurmadan 5G’ye geçemeyiz’ şeklindeki açıklamasında olduğu gibi yerli ve milli 5G şebeke ekipmanlarının geliştirilmesi. Biz 5G çalışmalarımızın başından bu yana, bu hassasiyeti gözeterek çalışmalarımızı yürütüyoruz. 4.5G ve 5G radyo erişim şebekeleri için girişim önleme (COMP Projesi) ve 5G uçtan uca şebeke dilimlemesi (RELIANCE Projesi) konularında TÜBİTAK destekli Ar-Ge projelerimiz var. ULAK’la 5G odaklı Ar-Ge projelerinde de ortak çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Bu kapsamda ULAK ile Haberleşme Teknolojisi Kümelenmesi (HTK) çalışmaları kapsamında yerli 5G baz istasyonu üzerindeki çalışmalarımız da devam ediyor. Bugün en yüksek yerlilik oranına sahip operatörüz. 5G’de de ilk günden yerli ve milli ürünleri kullanabilmek için Ar-Ge çalışmalarına tam destek veriyoruz. Bunun yanında, 5G’yi sadece şebeke ekipmanı olarak düşünmemek lazım. Gerek üniversitelerimiz gerekse şirketlerimizle birlikte çalışarak Türkiye’de yerli ve milli bir 5G çözüm ekosisteminin oluşturulmasına destek oluyoruz.”
Türkiye’nin en büyük veri merkezi işletmecisi
“Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalsın” prensibiyle hareket edenTurkcell, veri merkezi yatırımlarını da sürdürdü. Ankara’da Türkiye’nin en büyük veri merkezini açarak bu alanda ülkenin en büyük veri işletmecisi olan şirket, Ankara Veri Merkezi’ndeki 12 bin metrekare beyaz alan ile toplamda 33 bin 500 metrekare beyaz alana ulaştı. Yakın zamanda Çorlu’daki veri merkezini de devreye almaya hazırlananTurkcell, bu veri merkezinin de devreye girmesi ile birlikte toplam 39 bin 500 metrekare beyaz alan kapasitesine ulaşmış olacak.
Salgın dönemine Murat Erkan liderliğinde girenTurkcell, yaptığı altyapı yatırımları sayesinde zamanının çoğunu evinde geçirmek durumunda kalan müşterilerine hızlı ve kaliteli hizmet sundu. Bu dönemde şebekesindeki toplam internet trafiğinde yüzde 50’lere varan artış kaydedenTurkcell‘in, sabit şebekesinde bazı saatlerde yüzde 110’luk artışlar yaşandı. Bu artışlar ile birlikte 2020 yılının ikinci çeyreğinde 4.5G’de kişi başı ortalama data kullanımı 13,9 GB’a çıktı.
Öte yandan, 8 yıl boyunca Türkiye’yi eve kadar fiber ile tanıştıran Superonline’ın genel müdürlüğünü de yürüten Murat Erkan,Turkcell‘e genel müdür olduktan sonra fibere ulaşamayan müşteriler için yenilikçi bir çözümü hayata geçirdi. Fiber hızında mobil internet hizmeti sunan Superbox hizmetine olan talep, salgın sürecinde hızlı ev interneti ihtiyacının artmasıyla birlikte katlanarak, 2020 yılının Temmuz ayında 500 bin müşteriye ulaştı.
2020’de rekor gelir
2020’nin ilk yarısında 13,6 milyar TL ile tüm zamanların en iyi yarıyıl gelirini elde edenTurkcell, yeni müşteri kazanımına devam etti. Şirket, yılın ikinci çeyreğinde toplam 822 bin faturalı net müşteri kazandı.Turkcell‘in dijital kanallar üzerinden yaptığı satışlar yılın ikinci çeyreğinde bireysel satışların yüzde 11’ine ulaştı. 2022 yılı sonu için yüzde 12’lik hedef belirleyen şirket, 3 yıllık hedeflerine 6 ayda yaklaştı. Yine stratejik hedefler arasından olan Paycell’in büyümesi de devam etti. Paycell’de bu dönemde gerçekleşen toplam işlem hacmi 2,1 milyar TL’ye ulaştı. Ayrıca Paycell’in grup dışı gelir büyümesi yüzde 60 olurken, uygulamanın kullanıcı sayısı geçen yılın 2,5 katına ulaştı, Paycell Kart işlem hacmi ise yüzde 70 arttı.
Ayrıca, BiP’te görüntülü görüşme süresi ise yüzde 90’lık artışla 29 milyon dakikaya çıktı; grup görüntülü görüşme süresi ise yüzde 400’lük artışla 25 milyon dakikaya ulaştı. TV+ platformunun aktif kullanıcı sayısı yüzde 50 artarken, TV+ ve fizy’de yayınlanan konserler yaklaşık 1,7 milyon kez izlendi.
Öte yandan, 2020’nin ilk altı ayında 3 bin 149 kişiye istihdam sağlayan şirket, yurt içi ve yurt dışındaki grup şirketleri ile birlikte 22 bini aşkın kişiye yeni iş imkanı sundu. Yıl boyunca 7 bin kişilik işe alım hedefi koyanTurkcell, salgın nedeniyle işe alım süreçlerinde herhangi bir duraksama yapmadı.
“Salgının hedeflerimizin önüne geçmesine izin vermedik”
SalgınınTurkcell‘in hedeflerinin önüne geçmesine izin vermediklerini dile getiren Murat Erkan, “Çok zor bir dönemden geçtik. Bu dönemde hem ülkemizin hem de milletimizin yanında olmaya özen gösterdik. Her yıl 1 milyon yeni müşteri kazanma hedefimizi başarıyla sürdürüyoruz.” dedi.
Erkan, ödeme platformu Paycell’de de rekorlar kırdıklarını hatırlatarak, şunları kaydetti:
“Yerli ve milli dijital servislerimizin kullanımları rekor üzerine rekor kırıyor. Şirketlerin dijital dönüşümlerinde onlara destek olan Dijital İş Servisleri şirketimiz büyümeye tüm hızıyla devam ediyor. Tüm bu başarılar ne kadar doğru bir strateji kurduğumuzun da en önemli göstergesi. Tabii ki 532 gün boyunca ortaya konan bu başarı, sadece bana ait değil.Turkcellolarak çalışanlarımızla, müşterilerimizle ve iş ortaklarımızla büyük bir aileyiz. Bu başarıda en büyük pay onların. Bu vesileyle bugüne kadar desteğini esirgemeyen yönetim kurulumuza, bizlere verdiği motivasyon ve güçle müşterilerimiz ve yatırımcılarımızın yanı sıra tabii ki tüm çalışanlarımıza ayrı ayrı teşekkürlerimi sunuyorum.”
Turkcell, teknolojisiyle insanların hayatına değer katıyor
Sosyal sorumluluk projeleri de gerçekleştiren Turkcell‘in, TOBB ve TOBB Kadın Girişimciler Kurulu ile hayata geçen “Geleceği Yazan Kadınlar” projesi ile 18 yaş üzeri kadınlar, yazılım konusunda eğitilerek girişimcilik yetkinliği kazandı. Eğitimin tamamlanmasının ardından yapılan eleme ile birlikte başarılı olanlarTurkcell‘de test uzmanı olarak istihdam edilmeye başlandı. Bu sayede her yıl 150 kadına iş imkanı sağlanıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı iş birliği ile hayata geçirilen “Zeka Gücü” projesi ile de özel yetenekli çocuklar teknoloji ile buluştu. “Engel Tanımayanlar” çatısı altında geliştirilen, Milli Eğitim Bakanlığı desteği ile gerçekleştirilen Engelsiz Eğitim Programı’yla ise özel eğitime ihtiyaç duyan engelli çocukları hayata kazandırma amacıyla eğitimlerine ve istihdamlarına destek olundu. “İçimdeki Hazine” projesi ve mobil uygulaması ile otizm spektrum bozukluğu, down sendromu ve öğrenme zorlukları yaşayan çocukların eğitimine dijital destek verildi.
Ayrıca, Murat Erkan’ın genel müdürlüğü döneminde TURKSPOR’una da desteğini sürdürenTurkcell‘in kuruluşundan bu yana spora verdiği destek 800 milyon TL’yi geçti. Bu dönemde 20 yıldır olduğu gibi A Milli Futbol Takımı’na desteğe devam eden şirket, ana sponsor olarak destek verdiği atletizmle yüzme branşlarında başlattığı bir proje kapsamında yaklaşık 220 bin lisanslı sporcu sayısına ulaştı.
Turkcell Genel Müdürü Murat Erkan 532 günü geride bıraktı
Kurumların dijital dönüşüm ihtiyaçlarına uçtan uca entegre çözümler sunan Dijital İş Servisleri şirketi de 2019’da yüzde 44, 2020’nin ilk 6 ayında ise yüzde 25 büyüdü. Paycell platformunun 2019’un dördüncü çeyreğindeki büyümesi yüzde 78 olurken, 2020’nin ikinci çeyreğinde grup dışı gelir artışı yüzde 60 oldu.
Turkcell‘in dijital servislerinin tekil gelirleri 2019 yılı sonunda 1 milyar TL’ye ulaşırken, 2020’nin ilk yarısında ise yıldan yıla yüzde 23 büyüdü. “Müşteri Hareketi” başlatan Erkan döneminde, müşterilerinTurkcell‘i tavsiye etme oranları da yükselerek 2020 yılının ikinci çeyreğinde en yakın rakiple farkı 15 puana kadar çıktı. Kurumsal sosyal sorumluluk projelerinde yeni bir dönemin başladığı 532 günlük süreçte ilk olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde grubun ilk güneş enerjisi santrali, Ankara’da ise güneş enerji panelleri de bulunan veri merkezi hizmete açıldı. Ayrıca “Sürdürülebilirlik Endeksli Kredi” anlaşmasıyla bu alandaki çalışmalar finansman alanına da taşınmış oldu.
“532 gün boyunca müşterilerimize en iyi hizmeti vermek için çalıştım”
TurkcellGenel Müdürü Murat Erkan,Turkcell‘de geçen 532 gününe ilişkin yaptığı açıklamada, “Türkiye’de 532 denince akla gelen tek bir şey var, o daTurkcell. Bugün de genel müdürlükteki 532. günüm. 532 gün boyunca müşterilerimize en iyi hizmeti vermek için çalıştım. Ülkemize ve müşterilerimize değer katacak hizmetler sunmak amacıyla ilk günkü heyecanla çalışmaya devam ediyorum.” dedi.
532 gün boyunca Türkiye’nin göz bebeği olan, bu topraklardan çıkmış bir şirketin başında olmanın sorumluluğuyla çalışma arkadaşlarıyla başarıdan başarıya koştuklarını belirten Erkan, “Müşterilerimizin desteği ve teveccühü ile onlara en yeniyi, en iyiyi sunmayı ilk önceliğimiz olarak belirledik. Bunun için tüm ekiplerimizle var gücümüzle çalıştık. Bunu yaparken de sektörümüzde birçok ilke imza attık. Sadece salgın dönemi bile yaptığımız işin ne kadar kritik ve önemli olduğunu bütün açıklığıyla ortaya koydu. Bizlerin şartlar ne olursa olsun durma ya da hata yapma lüksü olmadığını gösterdi. Biz de bu dönemden başarıyla çıktık. Evlerde bile olsak hayatın durmamasını sağladık.” diye konuştu.
Erkan,Turkcell‘in yerli ve milli teknolojilere en çok yatırım yapan şirketlerden biri olma misyonunu devam ettirdiğini aktararak, şunları kaydetti:
“Türkiye’de hemen her alanda başlayan yerli ve milli hamlenin teknoloji alanındaki en büyük destekçisiyiz. Salgın süreci de yerli ve milli teknolojilere yapılan yatırımların ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Türkiye’de milli ekosistemi en fazla destekleyen şirket olarak bugün sayıları bin 300’e yaklaşan mühendisimizle kendi teknolojilerimizi geliştiriyoruz.
Örneğin bu sayede mühendislerimizin geliştirdiği iletişim ve yaşam platformumuz BiP’in çoklu görüntülü görüşme özelliğiyle toplantılarımızı fiziksel olarak bir araya gelmeye ihtiyaç duymadan, güvenli bir şekilde yapabiliyoruz. Sahip olduğumuz teknolojiyle bir yandan TOGG ile Türkiye’nin otomobilinin gelişimine katkı sunarken diğer yandan da şehir hastanelerinin dijital sağlık altyapısını sağlıyoruz.”
1,5 milyon yeni faturalı abone
Turkcell‘in net faturalı abone kazanımı 2019 yılı sonu itibarıyla 1,5 milyon oldu.Turkcell, 2020 yılının ilk 6 ayında da 822 bin faturalı net müşteri kazandı. Altyapısına sadece 2019 yılında 7 milyar TL’den fazla yatırım yapanTurkcell, 2019 sonunda en yakın ikinci rakibi ile arasındaki ciro farkını yüzde 6’nın üzerine çıkararak, sabit ve mobil pazarın toplamını oluşturan entegre telekom sektöründe liderliğini pekiştirdi.
Teknolojideki öncü rollerini 5G’de de sürdürdüklerini anlatan Erkan, şu ifadeleri kullandı:
“Mevcut güçlü altyapımız şüphesiz 5G’ye geçişimizi kolaylaştıracak. Ancak burada önemli olan Cumhurbaşkanımızın ‘Yerli 5G teknolojisi altyapısını kurmadan 5G’ye geçemeyiz’ şeklindeki açıklamasında olduğu gibi yerli ve milli 5G şebeke ekipmanlarının geliştirilmesi. Biz 5G çalışmalarımızın başından bu yana, bu hassasiyeti gözeterek çalışmalarımızı yürütüyoruz. 4.5G ve 5G radyo erişim şebekeleri için girişim önleme (COMP Projesi) ve 5G uçtan uca şebeke dilimlemesi (RELIANCE Projesi) konularında TÜBİTAK destekli Ar-Ge projelerimiz var. ULAK’la 5G odaklı Ar-Ge projelerinde de ortak çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Bu kapsamda ULAK ile Haberleşme Teknolojisi Kümelenmesi (HTK) çalışmaları kapsamında yerli 5G baz istasyonu üzerindeki çalışmalarımız da devam ediyor. Bugün en yüksek yerlilik oranına sahip operatörüz. 5G’de de ilk günden yerli ve milli ürünleri kullanabilmek için Ar-Ge çalışmalarına tam destek veriyoruz. Bunun yanında, 5G’yi sadece şebeke ekipmanı olarak düşünmemek lazım. Gerek üniversitelerimiz gerekse şirketlerimizle birlikte çalışarak Türkiye’de yerli ve milli bir 5G çözüm ekosisteminin oluşturulmasına destek oluyoruz.”
Türkiye’nin en büyük veri merkezi işletmecisi
“Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalsın” prensibiyle hareket edenTurkcell, veri merkezi yatırımlarını da sürdürdü. Ankara’da Türkiye’nin en büyük veri merkezini açarak bu alanda ülkenin en büyük veri işletmecisi olan şirket, Ankara Veri Merkezi’ndeki 12 bin metrekare beyaz alan ile toplamda 33 bin 500 metrekare beyaz alana ulaştı. Yakın zamanda Çorlu’daki veri merkezini de devreye almaya hazırlananTurkcell, bu veri merkezinin de devreye girmesi ile birlikte toplam 39 bin 500 metrekare beyaz alan kapasitesine ulaşmış olacak.
Salgın dönemine Murat Erkan liderliğinde girenTurkcell, yaptığı altyapı yatırımları sayesinde zamanının çoğunu evinde geçirmek durumunda kalan müşterilerine hızlı ve kaliteli hizmet sundu. Bu dönemde şebekesindeki toplam internet trafiğinde yüzde 50’lere varan artış kaydedenTurkcell‘in, sabit şebekesinde bazı saatlerde yüzde 110’luk artışlar yaşandı. Bu artışlar ile birlikte 2020 yılının ikinci çeyreğinde 4.5G’de kişi başı ortalama data kullanımı 13,9 GB’a çıktı.
Öte yandan, 8 yıl boyunca Türkiye’yi eve kadar fiber ile tanıştıran Superonline’ın genel müdürlüğünü de yürüten Murat Erkan,Turkcell‘e genel müdür olduktan sonra fibere ulaşamayan müşteriler için yenilikçi bir çözümü hayata geçirdi. Fiber hızında mobil internet hizmeti sunan Superbox hizmetine olan talep, salgın sürecinde hızlı ev interneti ihtiyacının artmasıyla birlikte katlanarak, 2020 yılının Temmuz ayında 500 bin müşteriye ulaştı.
2020’de rekor gelir
2020’nin ilk yarısında 13,6 milyar TL ile tüm zamanların en iyi yarıyıl gelirini elde edenTurkcell, yeni müşteri kazanımına devam etti. Şirket, yılın ikinci çeyreğinde toplam 822 bin faturalı net müşteri kazandı.Turkcell‘in dijital kanallar üzerinden yaptığı satışlar yılın ikinci çeyreğinde bireysel satışların yüzde 11’ine ulaştı. 2022 yılı sonu için yüzde 12’lik hedef belirleyen şirket, 3 yıllık hedeflerine 6 ayda yaklaştı. Yine stratejik hedefler arasından olan Paycell’in büyümesi de devam etti. Paycell’de bu dönemde gerçekleşen toplam işlem hacmi 2,1 milyar TL’ye ulaştı. Ayrıca Paycell’in grup dışı gelir büyümesi yüzde 60 olurken, uygulamanın kullanıcı sayısı geçen yılın 2,5 katına ulaştı, Paycell Kart işlem hacmi ise yüzde 70 arttı.
Ayrıca, BiP’te görüntülü görüşme süresi ise yüzde 90’lık artışla 29 milyon dakikaya çıktı; grup görüntülü görüşme süresi ise yüzde 400’lük artışla 25 milyon dakikaya ulaştı. TV+ platformunun aktif kullanıcı sayısı yüzde 50 artarken, TV+ ve fizy’de yayınlanan konserler yaklaşık 1,7 milyon kez izlendi.
Öte yandan, 2020’nin ilk altı ayında 3 bin 149 kişiye istihdam sağlayan şirket, yurt içi ve yurt dışındaki grup şirketleri ile birlikte 22 bini aşkın kişiye yeni iş imkanı sundu. Yıl boyunca 7 bin kişilik işe alım hedefi koyanTurkcell, salgın nedeniyle işe alım süreçlerinde herhangi bir duraksama yapmadı.
“Salgının hedeflerimizin önüne geçmesine izin vermedik”
SalgınınTurkcell‘in hedeflerinin önüne geçmesine izin vermediklerini dile getiren Murat Erkan, “Çok zor bir dönemden geçtik. Bu dönemde hem ülkemizin hem de milletimizin yanında olmaya özen gösterdik. Her yıl 1 milyon yeni müşteri kazanma hedefimizi başarıyla sürdürüyoruz.” dedi.
Erkan, ödeme platformu Paycell’de de rekorlar kırdıklarını hatırlatarak, şunları kaydetti:
“Yerli ve milli dijital servislerimizin kullanımları rekor üzerine rekor kırıyor. Şirketlerin dijital dönüşümlerinde onlara destek olan Dijital İş Servisleri şirketimiz büyümeye tüm hızıyla devam ediyor. Tüm bu başarılar ne kadar doğru bir strateji kurduğumuzun da en önemli göstergesi. Tabii ki 532 gün boyunca ortaya konan bu başarı, sadece bana ait değil.Turkcellolarak çalışanlarımızla, müşterilerimizle ve iş ortaklarımızla büyük bir aileyiz. Bu başarıda en büyük pay onların. Bu vesileyle bugüne kadar desteğini esirgemeyen yönetim kurulumuza, bizlere verdiği motivasyon ve güçle müşterilerimiz ve yatırımcılarımızın yanı sıra tabii ki tüm çalışanlarımıza ayrı ayrı teşekkürlerimi sunuyorum.”
Turkcell, teknolojisiyle insanların hayatına değer katıyor
Sosyal sorumluluk projeleri de gerçekleştiren Turkcell‘in, TOBB ve TOBB Kadın Girişimciler Kurulu ile hayata geçen “Geleceği Yazan Kadınlar” projesi ile 18 yaş üzeri kadınlar, yazılım konusunda eğitilerek girişimcilik yetkinliği kazandı. Eğitimin tamamlanmasının ardından yapılan eleme ile birlikte başarılı olanlarTurkcell‘de test uzmanı olarak istihdam edilmeye başlandı. Bu sayede her yıl 150 kadına iş imkanı sağlanıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı iş birliği ile hayata geçirilen “Zeka Gücü” projesi ile de özel yetenekli çocuklar teknoloji ile buluştu. “Engel Tanımayanlar” çatısı altında geliştirilen, Milli Eğitim Bakanlığı desteği ile gerçekleştirilen Engelsiz Eğitim Programı’yla ise özel eğitime ihtiyaç duyan engelli çocukları hayata kazandırma amacıyla eğitimlerine ve istihdamlarına destek olundu. “İçimdeki Hazine” projesi ve mobil uygulaması ile otizm spektrum bozukluğu, down sendromu ve öğrenme zorlukları yaşayan çocukların eğitimine dijital destek verildi.
Ayrıca, Murat Erkan’ın genel müdürlüğü döneminde TURKSPOR’una da desteğini sürdürenTurkcell‘in kuruluşundan bu yana spora verdiği destek 800 milyon TL’yi geçti. Bu dönemde 20 yıldır olduğu gibi A Milli Futbol Takımı’na desteğe devam eden şirket, ana sponsor olarak destek verdiği atletizmle yüzme branşlarında başlattığı bir proje kapsamında yaklaşık 220 bin lisanslı sporcu sayısına ulaştı.
MB’den ‘sıkılaştırma devam edecek’ mesajı
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) son faiz toplantısına ilişkin toplantı tutanaklarını paylaştı. İlave likidite adımlarının kademeli olarak azaltılmaya başladığını kaydeden TCMB, “Likidite yönetimi kapsamında atılan sıkılaştırma adımları önümüzdeki dönemde ağırlıklı ortalama fonlama maliyetini yukarı yönlü etkilemeye devam edecek” ifadelerine yer verdi.
20 Ağustos’taki Para Politikası Kurulu Toplantısını Özeti
Enflasyon Gelişmeleri
- Temmuz ayında tüketici fiyatları yüzde 0,58 oranında artmış, yıllık enflasyon 0,86 puan gerileyerek yüzde 11,76 olmuştur. Yıllık enflasyondaki düşüş bir önceki yılın aynı ayındaki vergi ayarlamalarının oluşturduğu baz etkilerinden kaynaklanırken, döviz kuru ve ithalat fiyatları gibi maliyet unsurlarının yanı sıra kredilerdeki güçlü ivme neticesinde enflasyon eğilimindeki artış devam etmiştir.
2. Gıda ve alkolsüz içecekler yıllık enflasyonu Temmuz ayında 0,20 puan düşerek yüzde 12,73’e gerilemiştir. Meyve grubu kaynaklı olarak işlenmemiş gıda yıllık enflasyonu 1,56 puan artarak yüzde 13,85 olmuştur. Diğer işlenmemiş gıda fiyatları yatay seyrederken, bu grupta yumurta fiyatlarındaki yükseliş öne çıkmış, yılın ilk yarısında belirgin bir artış eğilimi sergileyen bakliyat fiyatları ise gerilemiştir. İşlenmiş gıda fiyatları Temmuz ayında ılımlı seyretmiş ve baz etkisinin de desteğiyle grup yıllık enflasyonu 1,77 puan düşüşle yüzde 11,64’e gerilemiştir.
3. Enerji fiyatları Temmuz ayında yüzde 2,50 oranında artmış, grup yıllık enflasyonu 0,55 puan gerileyerek yüzde 8,57 olmuştur. Uluslararası petrol fiyatlarındaki toparlanma enerji fiyatlarını yukarı çeken temel unsur olurken, şebeke suyu fiyatlarında da artış gözlenmiştir. Aylık fiyat artışına rağmen, yönetilen kalemlerden elektrik fiyatlarında önceki yıl yapılan ayarlamaya bağlı baz etkisiyle grup yıllık enflasyonu düşmüştür.
4. Temel mal yıllık enflasyonu Temmuz ayında 2,81 puan azalarak yüzde 8,58’e gerilemiştir. Bu düşüşte dayanıklı mal grubu belirleyici olmuştur. Bu grupta, özellikle mobilya, otomobil ve elektrikli-elektriksiz ev aletlerindeki fiyat artışlarına rağmen, önceki yıldaki vergi ayarlamalarının oluşturduğu baz etkisi nedeniyle yıllık enflasyon 5,56 puan azalarak yüzde 9,98’e gerilemiştir. Öte yandan, giyim ve ayakkabı grubunda mevsimsel ortalamalara yakın fiyat düşüşleri gözlenmiş, diğer temel mal grubunda ise ılımlı fiyat artışları gerçekleşmiştir.
5. Hizmet fiyatları Temmuz ayında yüzde 1,06 oranında artmış, yıllık enflasyon 0,04 puan yükselişle yüzde 11,80 olmuştur. Yıllık enflasyon kira, lokanta-otel ve ulaştırmada gerilerken, haberleşme ve diğer hizmetlerde artmıştır. Salgına bağlı birim maliyet artışları azalarak da olsa etkisini sürdürmüştür. Bu kapsamda lokanta-otel grubunda fiyatlar geçtiğimiz aya kıyasla bir miktar yavaşlasa da yüksek bir artış kaydetmiştir. Ulaştırma hizmetleri fiyatları aylık bazda gerilemiştir.
6. Ağustos ayında, kısa ve orta vadeli enflasyon beklentileri artışını sürdürmüştür. TCMB Beklenti Anketi sonuçlarına göre enflasyon beklentisi yıl sonu için yüzde 10,22’den yüzde 10,82’ye, gelecek on iki ay için yüzde 9,33’ten yüzde 9,70’e güncellenmiştir. Beklentilere ilişkin ankete dayalı göstergelerin yanı sıra tahvil getirilerinden elde edilen enflasyon telafileri de artış kaydetmiştir.
Enflasyonu Etkileyen Unsurlar
7. İktisadi faaliyette kademeli normalleşme adımlarıyla birlikte Mayıs ayında başlayan toparlanma güç kazanmaktadır. Sanayi üretim endeksi Haziran ayında mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış olarak bir önceki aya göre yüzde 17,6 oranında artmıştır. Ciro endeksleri toparlanmanın sektörel yayılımının artmaya başladığına işaret etmiş, hizmet sektöründe sanayi sektörüne kıyasla daha gecikmeli gerçekleşen iyileşmeye dair olumlu sinyaller artmıştır.
8. Üçüncü çeyreğe ilişkin anket göstergeleri ve yüksek frekanslı veriler ikinci çeyrekteki sert daralmanın ardından ekonomide belirgin bir toparlanmaya işaret etmektedir. Salgın hastalığa bağlı gelişmelerin Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz etkilerinin sınırlandırılması amacıyla yakın dönemde uygulamaya konulan parasal ve mali tedbirler, ekonominin üretim potansiyelini destekleyerek finansal istikrara ve iktisadi faaliyetteki toparlanma sürecine katkıda bulunmuştur. Son dönemde ticari kredilerde normalleşme eğilimi gözlenirken, bireysel krediler güçlü seyretmiş ve yurt içi talebi desteklemiştir. Finansman koşullarına duyarlılığı yüksek ve talebi ertelenmiş kalemlere yönelik harcamalar güçlü seyrederken, elektrik tüketimi de istikrarlı bir artış göstermektedir. Diğer taraftan, ulaştırma, konaklama, yiyecek ve içecek hizmetleri gibi salgından en çok etkilenen hizmet gruplarında iyileşme devam etmekle birlikte görece zayıf seyir sürmektedir.
9. Yüksek frekanslı veriler ihracattaki toparlanmanın sürdüğünü gösterirken, ithalatın belirgin bir ivme kazandığına işaret etmektedir. Ertelenmiş talebe ve salgın tedbirleri kapsamında uygulanan likidite ve kredi politikalarına bağlı olarak ithalatta gözlenen canlanmanın, bu politika tedbirlerinin kademeli olarak azaltılmasıyla dengelenmesi beklenmektedir. Turizm gelirlerinde salgın hastalığa bağlı olarak gözlenen düşüşe rağmen seyahat kısıtlamalarının hafifletilmesiyle kısmi bir iyileşme başlamıştır. Mal ihracatındaki toparlanma, emtia fiyatlarının görece düşük seviyeleri ve reel kur düzeyi önümüzdeki dönemde cari işlemler dengesini destekleyecektir. Kurul, iktisadi faaliyetteki toparlanmanın sürekliliği ve makrofinansal istikrar açısından cari işlemler dengesindeki seyrin önemine dikkat çekmiştir. Bu kapsamda, yakın dönemde alınan tedbirlerin kredi büyümesi ve kompozisyonu ile dış dengeye yansımaları yakından takip edilmektedir.
10. Ekonomideki toparlanmanın ve alınan tedbirlerin etkisiyle işgücü piyasasında kısmi iyileşme sinyalleri alınmakla birlikte, Mayıs döneminde işsizlik oranları yükselmeye devam etmiştir. Bu dönemde tarım dışı istihdam hizmetler sektörü kaynaklı olarak gerilemeye devam ederken, inşaat istihdamı artış kaydetmiştir. Bir süredir düşüş eğiliminde olan işgücüne katılım oranı ise yatay seyretmiştir. Öncü göstergeler, iktisadi faaliyetteki toparlanmayla yeni iş ilanlarının arttığını ve istihdam imkânlarının iyileşmeye devam ettiğini göstermektedir. Kurul, kısa çalışma ödeneği başta olmak üzere işsizlik sigorta fonu ve cari transferler aracılığıyla sağlanan desteklerin, hanehalkı gelir kayıplarının sınırlanması ve istihdamın korunması açısından kritik rol oynadığı değerlendirmesinde bulunmuştur.
Para Politikası ve Riskler
11. Küresel ekonomide, ülkelerin attığı normalleşme adımlarıyla üçüncü çeyrekte kısmi toparlanma sinyalleri gözlenmekle beraber, salgının yayılımını devam ettirmesi ve ikinci bir dalga yaşanma olasılığına bağlı olarak toparlanmaya ilişkin belirsizlikler yüksek seyretmektedir. Salgının ve sağlık önlemlerinin tüketim alışkanlıkları ve genel harcama davranışına olası etkilerine yönelik belirsizlikler devam etmektedir. Normalleşmenin uzun sürmesi veya önümüzdeki dönemde salgında ikinci bir dalga görülmesi durumunda küresel ekonomide işaretleri görülmeye başlanan toparlanma sekteye uğrayabilecek, küresel risk iştahında dalgalanmalar gözlenebilecektir.
12. Temmuz PPK toplantısını takip eden dönemde, küresel faaliyetteki toparlanmaya bağlı olarak ham petrol fiyatları ılımlı artışını sürdürmüştür. Ancak petrol fiyatlarının bulunduğu seviye küresel salgın öncesi dönemde görülen seviyelerinin altındadır. Diğer taraftan, küresel iktisadi faaliyete dair belirsizlikler başta olmak üzere emtia fiyatlarına ilişkin aşağı yönlü riskler canlılığını korumakta olup, küresel enflasyon oranlarının 2020 yılında ılımlı bir görünüm sergilemesi beklenmektedir.
13. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler genişleyici parasal ve mali duruşlarını sürdürmektedir. Gelişmiş ülkelerde uzun vadeli faiz oranları tarihsel düşük seviyelerde seyrini sürdürürken, gerek merkez bankalarının açıklamaları gerekse piyasa beklentileri, düşük faiz ortamının uzun bir süre devam edeceğine işaret etmektedir. Uygulanan politikaların finansal piyasalar, büyüme ve istihdam üzerindeki etkinliği, ülkeler itibarıyla salgının seyri ile politika alanının büyüklüğüne göre farklılaşabilecektir.
14. Gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımları bir önceki aya göre daha olumlu bir görünüm izlemiştir. Ağustos ayında borçlanma senedi piyasalarına girişler ölçülü şekilde devam etmiş, hisse senedi piyasalarında ise çıkışlar önceki aylara göre azalarak sürmüştür. Buna karşın, küresel iktisadi faaliyet görünümüne ilişkin belirsizliklerin sürmesi, önümüzdeki dönemde küresel risk iştahı ve gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarının dalgalı seyretmesine neden olabilecektir. Nitekim Türkiye’nin risk primi salgın kaynaklı küresel belirsizliklerin ve ülkeye özgü faktörlerin etkisiyle dalgalı bir seyir izlemektedir. Belirsizliklerin yüksek seyrettiği bu süreçte, salgın hastalığın sermaye akımları, finansal koşullar, dış ticaret ve emtia fiyatları kanalıyla oluşturmakta olduğu küresel etkiler yakından takip edilmektedir. Bu kapsamda Merkez Bankası, salgının Türkiye ekonomisine etkilerini izleyerek elindeki araçları fiyat istikrarı ve finansal istikrar amaçları doğrultusunda kullanmaya devam edecektir.
15. Parasal, finansal ve mali tedbirlerin yanı sıra kamu bankalarının öncülüğünde ivme kazanan kredi genişlemesi, reel sektöre kredi akışının kesintisiz devamına ve iktisadi faaliyetteki toparlanma sürecine önemli katkı sağlamıştır. Böylelikle ekonominin üretim potansiyeli desteklenmiş ve iktisadi faaliyet Mayıs ayından başlayarak belirgin bir toparlanma eğilimine girmiştir. Kurul, ekonomideki toparlanma ve bunun makro dengelere yansımalarını da gözeterek, gelinen aşamada salgın dönemine özgü destekleyici makro politika adımlarının kademeli olarak geri alınmasına yönelik uygun zeminin oluştuğu değerlendirmesinde bulunmuştur.
16. Bu doğrultuda alınan likidite tedbirleri kapsamında, hedefli ilave likidite imkânları kademeli olarak azaltılmaya başlanmıştır. Bununla birlikte, 7 Ağustos tarihinden itibaren haftalık repo ihalelerine ara verilmiş; piyasa yapıcı bankalara tanınan likidite imkân limitleri önce yarıya indirilmiş, sonrasında ise sıfırlanmış; TCMB bünyesinde faaliyette bulunan Bankalararası Para Piyasası’nda bankaların borç alabilme limitleri gecelik vadede yapılan işlemler için yarıya düşürülmüştür. Likidite yönetimi kapsamında atılan sıkılaştırma adımları çerçevesinde 13 Ağustos tarihinden itibaren geleneksel repo ihalelerine başlanmıştır. Söz konusu adımlar, önümüzdeki dönemde ağırlıklı ortalama fonlama maliyetini yukarı yönlü etkilemeye devam edecektir.
17. Parasal sıkılaşma adımlarıyla uyumlu olacak şekilde, reel kredi büyümesi koşullarını sağlayan bankaların Türk lirası ve yabancı para zorunlu karşılık oranlarının arttırılmasına karar verilmiştir. Bu kapsamda, kıymetli maden depo hesaplarına uygulanan zorunlu karşılık oranları daha yüksek belirlenmiştir. Alınan bu kararlarla Mart ayından itibaren uygulamaya konulan destekleyici adımlar aracılığıyla sağlanan likiditenin önemli bir kısmı geri çekilecektir. Salgının olumsuz etkilerinin sınırlandırılması amacıyla alınan tedbirlerin normalleştirilmesi ve likidite politikalarında atılan sıkılaşma adımlarının etkisiyle kredi ve mevduat faizlerinde artış görülmüş ve kredi büyümesi yavaşlamaya başlamıştır. Kredi büyümesi ve kompozisyonunun, iç ve dış dengeye yansımaları izlenmeye devam edilmektedir.
18. Salgına bağlı birim maliyet artışlarına ilave olarak döviz kuru ve kredilerde yaşanan gelişmeler talep yönlü dezenflasyonist etkileri sınırlamakta ve çekirdek enflasyon göstergelerinin eğilimlerinde yükseliş gözlenmektedir. Ağustos ayına ilişkin öncü veriler, enflasyon eğilimindeki artışın devam ettiğine işaret etmektedir. Salgına bağlı tedbirlerle kısa vadede etkili olan arz yönlü unsurların, normalleşme sürecinin devamıyla kademeli olarak ortadan kalkacağı öngörülmekle birlikte yakın dönemdeki gelişmeler fiyatlama davranışlarına dair risk oluşturmaktadır. Bu kapsamda salgın dönemine özgü finansal düzenlemelerin kademeli olarak normalleştirilmesi ve son dönemde likidite yönetimi kapsamında atılan sıkılaştırma adımlarının, makrofinansal istikrarı destekleyeceği değerlendirilmektedir. Bununla birlikte, salgının ilerleyişine bağlı olarak iç ve dış talep koşullarının seyrine dair belirsizlikler önemini korumaktadır. Bu çerçevede Kurul politika faizinin sabit tutulmasıyla birlikte likidite tedbirlerinin sürdürülmesine karar vermiştir.
19. Kurul, enflasyondaki düşüş sürecinin devamlılığının, ülke risk priminin gerilemesi, uzun vadeli faizlerin aşağı gelmesi ve ekonomideki toparlanmanın güç kazanması açısından büyük önem taşıdığını değerlendirmektedir. Enflasyondaki düşüşün hedeflenen patika ile uyumlu şekilde gerçekleşmesi için para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülmesi gerekmektedir. Bu çerçevede, parasal duruş ana eğilime dair göstergeler dikkate alınarak enflasyondaki düşüşün sürekliliğini sağlayacak şekilde belirlenecektir. Merkez Bankası fiyat istikrarı ve finansal istikrar amaçları doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir.
20. Salgın sonrası dönemde uygulanan maliye politikası tedbirleri parasal ve finansal diğer tedbirlerle birlikte salgına bağlı iktisadi risklerin sınırlanarak ekonominin üretim potansiyelinin desteklenmesine ve toparlanmanın başlamasına önemli katkı sağlamıştır. Ekonominin toparlanma sürecinde para ve maliye politikaları arasındaki eşgüdümün sürdürülerek, makro politika bileşiminin enflasyondaki düşüşün devamını sağlayacak ve cari dengeyi destekleyecek şekilde belirlenmesi, büyümenin sağlıklı ve istikrarlı bir şekilde sürdürülebilmesi açısından büyük önem arz etmektedir. Önümüzdeki dönemde, salgına bağlı etkiler nedeniyle toparlanması daha uzun sürebilecek sektörlerin desteklenmesi için geçici ve hedefe yönelik maliye ve benzeri politika uygulamalarının kritik önemde olduğu değerlendirilmektedir.
21. Açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin Kurul’un geleceğe yönelik politika duruşunu değiştirmesine neden olabileceği önemle vurgulanmalıdır.
COVID-19 aşısı için çalışmalar sürüyor, adaylardan 5’i son aşamada
Yeni tip koronavirüs (COVID-19) salgını tüm dünyayı etkisi altına alırken, salgından çıkışın anahtarı olarak görülen aşı geliştirme çalışmaları aynı anda birçok ülkede yürütülüyor.
Devlet kurumları, araştırma kuruluşları, biyoteknoloji ve ilaç şirketleri, COVID-19’a karşı bağışıklık sağlayacak aşı geliştirmek üzere seferber olmuş durumda.
Devletler ve uluslararası kuruluşlar, aşı çalışmalarına daha önce görülmemiş miktarda mali kaynak sağlarken; şirketler henüz klinik deneme aşamasında olan aşılardan yüz milyonlarca doz üreterek büyük riskler alıyor.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) kayıtlarına göre, 20 Ağustos itibarıyla dünya genelinde 30 COVID-19 aşı adayı klinik denemelerle insanlar üzerinde test edilirken, 139 aşı adayı klinik öncesi geliştirme aşamasında bulunuyor.
Olağan koşullarda bir aşının geliştirilebilmesi için 10-15 yıl kadar süren uzun bir çalışma gerektirirken, COVID-19’a karşı aşı geliştirme çalışmalarında bu kadar hızlı mesafe katedilmesinde, dünya çapında etkisini gösteren salgının yarattığı aciliyetin yanı sıra DNA teknolojisindeki ilerlemelerin etkisi oldu.
Çin’in 11 Ocak’ta COVID-19’un DNA dizilimini açıklamasının ardından dünyanın farklı ülkelerindeki araştırmacılar, genetik kopyasını ürettikleri virüs üzerinde laboratuvarlarda çalışmaya başladı.
Virüsün genetik diziliminin bilinmesi, aşı geliştirme sürecinin hazırlık safhasını hızlandırarak klinik denemelere hızla geçilebilmesinin yolunu açtı.
Öte yandan COVID-19’un genetik yapısının 2002-2003’te Çin’den dünyaya yayılan Şiddetli Akut Solunum Yolu Sendromuna (SARS) yol açan koronavirüsle büyük ölçüde örtüşmesi, araştırmacılara SARS’a karşı aşı bulmak için yapılan geçmiş çalışmalardan yararlanma olanağı sağladı.
İnsanlar üzerinde test edilen aşı adaylarından 4’ü, klinik denemelerin nihai safhası olan ve binlerce deneğin katılacağı 3. aşama klinik denemelere başladı.
Moderna ve “mRNA-1273”
ABD’de Moderna ilaç firmasının Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü (NIAID) iş birliğiyle geliştirdiği aşı adayı “mRNA-1273” için 27 Temmuz’da 3. aşama klinik denemelerin başladığı duyuruldu.
Merkezi Boston kentinde bulunan “Moderna”, Çin’in COVID-19’un genetik dizilimini açıklamasından yalnızca iki gün sonra potansiyel bir aşı geliştirdiğini açıkladı.
Ribo Nükleik Asit (RNA) temelli aşı, virüsün insan hücresine tutunmasını sağlayan “çivi proteini” adı verilen enzimi baskılayarak, vücutta bağışıklık sağlamayı hedefliyor.
ABD Gıda ve İlaç İdaresinin (FDA) onay vermesinin ardından aşının klinik denemeleri, 17 Mart’ta Washington eyaletinde başlarken; mRNA-1273, “insanlar üzerinde denenmeye başlanan ilk COVID-19 aşısı” oldu.
Aşı adayının klinik denemelerin 3. aşamasında 30 bin kişi üzerinde test edilmesi planlanıyor.
NIAID Direktörü ve Beyaz Saray Koronavirüs ile Mücadele Görev Gücü Dr. Anthony Fauci, mayıs sonunda yaptığı açıklamada, umut vadeden aşının çalışmasının bir yıl içinde sonuçlanabileceğini umduklarını bildirdi.
Oxford aşısı
İngiltere’de Oxford Üniversitesi Jenner Enstitüsü ile Oxford Aşı Grubu iş birliğinde geliştirilen ve üretim lisansı İngiliz-İsveç ilaç şirketi AstraZeneca tarafından satın alınan “AZD1222” adlı aşı adayı için yürütülen 2. ve 3. aşama klinik denemelerinde ise son aşamaya geçildi.
Aşı adayı, insanlarda basit soğuk algınlığına yol açan bir adenovirüsün zayıflatılmış ve kendini çoğaltamayan bir versiyonunu içeriyor. Aşı adayı, COVID-19’un insan hücrelerine tutunmasını sağlayan çivi proteininin yapay şekilde ifade kazanmasını ve vücudun buna karşı koruyucu antikorlar üreterek gerçek virüse bağışıklık kazanmasını amaçlıyor.
- aşama denemeleri, Brezilya ve Güney Afrika’ya genişletilmesi hedeflenen aşı adayının 10 bin 260 sağlıklı gönüllü üzerinde test edilmesi hedefleniyor.
Türk bilim insanın geliştirdiği aşı da son safhada
Almanya’da Türk bilim insanı Prof. Dr. Uğur Şahin’in kurucu ortağı olduğu biyoteknoloji firması BioNTech’in geliştirdiği “BNT162b1” adlı aşı adayı da 3. aşama denemelere geçen aşı adayları arasında yer aldı.
4 ayrı formül olarak geliştirilen aşı adayının “b1” ve “b2” versiyonları, insanlar üzerinde test edilmeye başlandı.
RNA temelli aşı, COVID-19’u etkisiz kılan kan şekeri enzimleri ile alımlayıcı-bağlayıcı İmmünoglobulin G antikorları harekete geçirmeyi, hücre düzeyinde bağışıklık tepkisi yaratan CD4+ ve CD8+ glikoproteinleri artırmayı amaçlıyor.
ABD’de Pfizer, Çin’de Fosun Pharma ilaç firmalarının üretim lisansını aldığı aşı adayının dünya çapında 30 bin sağlıklı gönüllü üzerinde denenmesi amaçlanıyor.
Çin’deki aşı çalışmaları
COVID-19’un ortaya çıktığı Çin’de de 8 aşı adayının klinik denemeleri sürüyor.
Bunlardan 4’ü birinci, 2’si ikinci, 2’si ise üçüncü aşamada insanlar üzerinde test ediliyor.
Sinopharm, Sinovac ev CanSino gibi kamuya ait ilaç firmaları, Çin Askeri Tıp Akademisi, Vuhan Viroloji Enstitüsü, Pekin Biyolojik Ürünler Enstitüsü gibi kurumlar ile iş birliği içinde aşı çalışmaları yürütüyor.
SinoVac’ın geliştirdiği “CoronaVac” ve Sinopharm’ın Vuhan Viroloji Enstitüsü ve Çin Askeri Tıp Akademisi ile geliştirdiği iki aşı adayı ile CanSino’nun Çin Askeri Tıp Akademisi ile iş birliğinde geliştirdiği “Ad5-NCov” adlı aşı adayı, en fazla umut bağlanan çalışmalar arasında görülüyor.
Sinopharm’ın virüs temelli aşı adayları
Sinopharm’ın ürettiği isimsiz iki aşı adayı, formüllerinde COVID-19’un “etkisizleştirilmiş” bir hali olan virüs bileşeni bulunduruyor.
Aşı adayları, vücudun güçsüzleştirilmiş virüse karşı doğal korumalarını canlandırmayı, bu yolla bağışıklık tepkisi yaratmayı amaçlıyor.
Birinci ve ikinci aşama klinik denemeleri Çin’de yürütülen aşı adaylarının, 3. aşama klinik denemeleri 17 Temmuz’da Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) başkenti Abu Dabi’de başladı.
Denemeye 15 bin sağlıklı gönüllünün katılması planlanıyor. İlave olarak 6 bin gönüllünün katılacağı bir başka denemeye de 24 Ağustos’ta Bahreyn’de start verildi.
SinoVac ve “CoronaVac”
Çinli ilaç şirketi Sinovac’ın geliştirdiği CoronaVac da 3. aşama klinik denemelere başlayan aşı adayları arasında yer alıyor.
Formülünde virüsün etkisizleştirilmiş bir versiyonunu içeren aşı adayı için 21 Temmuz’da Brezilya’da, 11 Ağustos’ta Endonezya’da 3. aşama klinik denemelere başlandı.
Brezilya’daki denemede 8 bin 870, Endonezya’daki denmede ise 1620 sağlıklı gönüllünün aşılanması planlanıyor.
CanSino ve “Ad5-NCov”
CanSino’nun Çin Askeri Tıp Akademisi ile iş birliğinde geliştirdiği “Ad5-NCov” adlı aşı adayı için de eylülden itibaren dünyanın farklı ülkelerinde 3. aşama denemelere başlanması hedefleniyor.
Soğuk algınlığına yol açan zararsız bir adenovirüsle insan vücuduna COVID-19’un genetik bileşenlerini aktararak bağışıklık tepkilerini uyandırmayı hedefleyen Ad5-nCOV’un güvenliğinin ve bağışıklık etkisinin test edildiği 1. ve 2. aşama klinik denemeleri Çin’de yapılmıştı.
- aşama denemelerin Pakistan, Suudi Arabistan, Brezilya, Rusya ve Şili’de yürütülmesi planlanıyor.
Rusya, aşı müjdesi için erken davrandı
COVID-19 için aşı geliştirilen ülkelerden biri de Rusya oldu.
Gamaleya Ulusal Epidemioloji ve Mikrobiyoloji Enstitüsünün geliştirdiği COVID-19 aşı adayı, insanlar üzerinde test etmeye başladı.
Aşı adayı, Oxford aşısı gibi soğuk algınlığına yol açan bir adenovirüstan alınan, kendini çoğaltamayan bir virüs bileşeni içeriyor.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 11 Ağustos’ta yaptığı açıklamada, DSÖ kayıtlarında halen 1. aşama klinik denemeleri yürütülen aşı adayının “aşı” olarak tescillendiğini duyurdu.
Kızlarından birinin de aşıyı yaptırdığını ifade eden Putin, “Bildiğim üzere bugün sabah dünyada ilk kez yeni tip koronavirüs aşısı tescil edildi. Aşı, sağlam bağışıklık sistemini oluşturuyor ve gerekli tüm denetimlerinden geçti.” dedi.
Ancak DSÖ yetkilileri, Rusya’nın iddiası karşısında temkinli bir tutum izlenmesini salık verdi.
Yetkililer, bir aşı adayının yaygın kullanım için tescillenebilmesi içi klinik denemelerinin eksiksiz tamamlamış olması gerektiğini hatırlatarak, prosedürlerin aceleye getirilmesinin halk sağlığı açısından sakıncaları olacağını vurguladı.
Anılan ülkeler dışında Hindistan, Japonya, Güney Kore, Tayvan, Singapur, Kanada, Avustralya, İtalya ve Küba’da da COVID-19 aşı adaylarının klinik denemeleri yürütülüyor.
Türkiye’den 8 aşı adayı klinik öncesi safhada
DSÖ kayıtlarına göre, klinik deneme aşamasındaki aşılar dışında dünyada 139 aşı adayı da klinik öncesi değerlendirme aşamasında bulunuyor.
Bunlar arasında Türkiye’den Ege Üniversitesi, Selçuk Üniversitesi, Erciyes Üniversitesi, Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi ile Acıbadem Labmed Sağlık Hizmetleri AŞ, Ankara Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, Bezmialem Vakıf Üniversitesi ve Ortadoğu Teknik Üniversitesinin aşı çalışmaları yer alıyor.
COVID-19 aşısı ne zaman hazır olacak?
Tüm bu çalışmaların ne zaman sonuçlanıp, yaygın olarak kullanılabilecek bir aşının ortaya çıkacağı ise henüz belirsizliğini koruyor.
Uzmanlar, klinik denemelerde başarı kaydedilmesi halinde aşının yıl sonu ile gelecek yıl ortasında bir zamanda hazır olabileceği tahmininde bulunuyor.
Ancak çok yönlü biyolojik etkileri olan ve zaman içinde mutasyon geçirebilen virüslere karşı standart bir aşı üretmek her zaman mümkün olmuyor.
Örneğin; COVID-19’un öncülü olan SARS koronavirüsünün ortaya çıkmasından bu yana 20 yıla yakın zaman geçmesine karşın aşı geliştirilemedi.
1980’li yıllarda AIDS’e yol açan HIV virüsüne karşı başlatılan aşı geliştirme çalışmaları da sonuçsuz kaldı.
Klinik denemeler 3 aşamada yapılıyor
Bir aşının yaygın olarak kullanılabilmesi için 3 aşamada insanlar üzerinde test edilmesi gerekiyor.
Klinik denemelerin ilk aşamasında, az sayıdaki gönüllü sağlıklı denek üzerinde aşının güvenli olup olmadığı ve insanlar üzerindeki olası yan etkileri araştırılıyor.
- aşamada, aşının bağışık tepkilerini uyandırmadaki etkinliği 100’den fazla denek üzerinde test ediliyor.
-
ve son aşamada ise aynı işlem, binlerce denekle tekrarlanıyor. Tüm bu süreç, aylar ve hatta yıllar alabiliyor.
Çin’in Vuhan kentinde Aralık 2019’da ortaya çıkan COVID-19, 200’den fazla ülke ve bölgeye yayılarak salgına dönüştü.
Dünya genelinde vaka sayısı 23 milyonu aşarken, 800 binden fazla kişi hayatını kaybetti.
Kaynak: AA
Libya krizindeki taraflar karşılıklı ateşkes çağrısında bulundu
Ateşkes ilan eden Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başbakanı Fayiz es-Serrac, ülkedeki tüm askeri güçlere ateşkes ve askeri operasyonların durdurulması çağrısı da yaptı.
Serrac, fiili bir ateşkes için Sirte ve Cufra’nın silahtan arındırılmış bölgeler olması gerektiğini açıkladı.
Serrac, nihai amaçlarının, tüm Libya topraklarının egemenliğini sağlamak, yabancı ve paralı askerlerin ülkeden çıkması olduğuna dikkati çekti.
Petrol saha ve limanlarında üretimin yeniden başlaması gerektiğini vurgulayan Serrac, petrol gelirlerinin “Ulusal Petrol Kurumu’nun (NOC) Merkez Bankası’ndaki özel hesabına yatırılmasını, Berlin Konferansı’ndan çıkan kararlar doğrultusunda kapsayıcı siyasi düzene ulaşana ve Birleşmiş Milletler (BM) ve BM Libya Destek Misyonu’nun yardımlarıyla şeffaf ve iyi bir yönetimin sağlanana kadar bu gelirlerde hiçbir tasarrufta bulunulmamasını” istedi.
Serrac ayrıca, tüm Libyalıların üzerinde anlaşacağı anayasa hükümlerine uygun olarak, başkanlık konseyi ve genel seçimlerin gelecek mart ayında yapılması çağrısında bulundu.
Bir çağrı da Hafter cephesinden
Libya’nın doğusundaki silahlı güçlerin lideri Halife Hafter’in siyasi müttefiki Tobruk Temsilciler Meclisi (TM) Başkanı Akile Salih, Serrac’ın yaptığı ateşkes açıklamasıyla eş zamanlı şekilde “acil bir ateşkes ve Sirte’nin yeni kurulacak Başkanlık Konseyi’ne geçici olarak ev sahipliği yapması” çağrısında bulundu.
TM’den yapılan yazılı açıklamaya göre Salih, bütün taraflardan ülkenin tüm bölgelerindeki çatışma ve operasyonlara derhal son vermelerini istedi.
Sağlanacak ateşkesin “Sirte’yi yeni kurulacak Başkanlık Konseyi’ne geçici olarak ev sahipliği yapacak bir şehir haline getireceği” aktarılan açıklamada, temel uzlaşma aşaması olarak devlet kurumlarını birleştirmenin başlangıcını temsilen farklı bölgelerden bir polis gücü kurulması ve Sirte’de güvenliğin sağlanması önerisinde bulunuldu.
Açıklamada ayrıca Libya’daki tüm taraflar, geçmişi bir kenara bırakmaya, Anayasa’ya uygun bir seçim süreci ile devleti yeniden inşa etmeye ve ülkede istikrarı sağlamak için kapsamlı bir uzlaşı hamlesi başlatmaya davet edildi.
Beyrut Valisi: Limandaki patlamanın zararı 3 ila 5 milyar dolar
Lübnan’daki Beyrut Limanı’nda dün meydana gelen patlamanın ağır bilançosu ortaya çıkmaya başladı.
Resmi açıklamalara göre patlamada şu ana kadar 100 kişi öldü, 4 binden fazla kişi yaralandı. Enkaz altında kalan kişilerin kurtarılması için de arama çalışmaları devam ediyor.
Beyrut Valisi Mervan Abbud, 2 milyondan fazla kişinin yaşadığı başkentte patlama nedeniyle yüz binlerce kişinin evini terk etmek zorunda kaldığını ifade etti.
Abbud, hasar gören ev sayısına ilişkin net bilgi vermezken, hem yerel hem uluslararası medyada çıkan haberlere göre, patlamada 300 bin ev hasar gördü.
Vali Abbud’a göre patlama, 3 ila 5 milyar dolarlık zarara neden oldu.
Kentteki lüks otellerin bulunduğu bölge, olayın meydana geldiği Beyrut Limanı yakınında yer alıyor. Ağır hasar bölgesindeki otellerin yüzde 90’ının kullanılamaz hale geldiği belirtiliyor.
Patlamanın yaşandığı deponun hemen yanındaki tahıl silosu tamamen yıkıldı. Ülkedeki yerel medyaya göre patlama sonrası Lübnan’ın elinde sadece 1 aylık tahıl stoku kaldı.
6 kez yargıya başvuruda bulunduk
Lübnan Gümrük Genel Müdürü Bedri Zahir ise, BeyrutLimanı’ndaki patlayıcı maddelerin oluşturduğu tehlike için 6 kez yargıya başvuruda bulunduklarını söyledi.
Zahir yerel basına yaptığı açıklamada, “Bugüne kadarBeyrutLimanı’nda bulunan şiddetli patlayıcı maddelerin liman veBeyrutiçin ciddi bir tehlike oluşturduğuna dair 6 kez yargıya başvurduk.” dedi.
Söz konusu patlayıcıların oradan çıkarılmasını talep ettiklerini ancak hiçbir karşılık bulamadıklarını savunan Zahir, patlamanın nedeni için ise uzmanların raporunu beklediklerini ifade etti.
Zahir, ayrıcaBeyrutLimanı’nda havai fişeklerin olup olmadığına dair bir soru üzerine de “Büyük ihtimalle havai fişekler vardı.” dedi.
NNA, patlamadan kısa süre önceBeyrutLimanı’nda patlayıcı maddelerin bulunduğu 12 numaralı depoda yangın çıktığını duyurmuş daha sonra depoda şiddetli bir patlama meydana gelmişti.
Lübnan Emniyet Genel Müdürü Abbas İbrahim, olayın, daha önce el konulan patlayıcıların tutulduğu bir depoda meydana geldiğini söylemişti.
Beyrut Limanı Lübnan ekonomisinin can damarı sayılıyordu
Beyrut’ta patlama: 100’den fazla ölü, 4 bini aşkın yaralı
Kaynak: AA