Haber

İletişim 17 yılda 22 kat arttı abone yüzde 30 daha az ödedi

Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM), Türkiye’de hanehalklarının bilgi iletişim teknolojileri harcamalarını analiz etti.

Merkez, ilk kez olarak da Dijital Toplum Endeksi oluşturdu. BETAM araştırmasına göre, 2004-2021 arasındaki 17 yılda Türkiye’de hanehalklarına sunulan iletişim hizmetleri 22 kat artarken, abone başına gelir yüzde 30 azaldı.

Endekse göre erkekler dijitalleşme hızında kadınlardan önde yer alıyor. Dijitalleşmenin en hızlı olduğu il İstanbul olurken, bölge olarak Ege öne çıkıyor. BETAM’ın yaptığı araştırmaya göre iletişim harcamalarının toplam harcamalar içindeki payı 2002’de yüzde 4,5 iken, 2019’da yüzde 3,6’ya geriledi.

2004-2021 arası hanehalklarının dijitalleşmesi 22 kat artarken, dört telekomünikasyon firmasının ortalaması olarak hesaplanan abone başına aylık reel gelir, (2021 3. çeyrek fiyatları ile) yaklaşık 65 TL’den, 45 TL seviyesine düştü. Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM), Türkiye’de hanehalklarının bilgi iletişim teknolojileri harcamalarını analiz etti.

Toplumun dijitalleşmede geldiği noktayı ölçümleyen BETAM, hazırladığı ‘Türkiye’de Bilgi İletişim Harcamaları ve Dijitalleşme’ adlı rapor ile önemli tespitleri ortaya koydu.

Rapora göre, reel olarak kişi başı iletişim harcamaları diğer birçok temel harcama kaleminin gerisinde kalıyor. 2002’de iletişim harcamalarının toplam harcamalar içindeki payı yüzde 4,5 iken, 2019 yılında bu oranın yüzde 3,6’ya kadar gerilediği görülüyor.

Rapor doğrultusunda oluşturulan ve bu zamana kadarki en kapsamlı endeks niteliği taşıyan Türkiye Dijital Toplum Endeksi’ne (TDTE) göre ise Türkiye’deki hanehalklarının 2004-2021 yılları arasında dijitalleşme yolunda aldığı mesafe 22 kat arttı.

BETAM tarafından hazırlanan ve iki farklı bölümden oluşan “Türkiye’de Bilgi İletişim Harcamaları ve Dijitalleşme” raporu hakkında bilgi veren Bahçeşehir Üniversitesi BETAM Direktörü Prof. Dr. Seyfettin Gürsel, “Çalışmanın ilk bölümünde TÜİK’in Hanehalkı Bütçe Anketi (HBA) verilerini kullanarak hanehalklarının iletişim harcamalarının yıllar içindeki değişimi incelendi. İkinci bölümde ise hanehalklarının dijitalleşme alanında katettiği mesafeyi ölçmek amacıyla bir dijital toplum endeksi tasarlandı. TÜİK’in Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması (HBTKA) verilerini kullanarak oluşturduğumuz endeks, dijitalleşme performansını ölçmeyi ve izlemeyi hedefleyen, Türkiye için tasarlanmış en kapsamlı endeks olma özelliğini taşıyor” dedi.

İletişim harcamaları diğer harcamalar kadar hızlı artmıyor

Raporun ilk bölümünde hanehalklarının bilgi ve iletişim harcamaları için ayırdığı bütçe ve bu bütçenin zaman içindeki değişimi incelendi. Gıdadan tütüne, tekstilden konut giderlerine, ev aletlerinden sağlığa, iletişim, ulaştırma, eğlence kültür, eğitim hizmetleri, lokanta ve yemek hizmetleri, konaklama giderlerine kadar toplam 12 farklı temel ürün ve harcama grubunun değerlendirildiği raporda, tüm ürün gruplarında kişi başı reel harcama seviyeleri yıllar içinde artış sergiliyor. 2002-2019 arasında ulaştırma harcamalarının toplam harcamalar içindeki payı 7,7 yüzde puan, yemek hizmetleri ve otellerin ise 2,1 yüzde puan artarken, iletişim harcamalarının payının ise yüzde 4,5’ten yüzde 3,6’ya gerilediği görülüyor. Bu sonuç iletişim harcamalarının diğer harcamalar kadar hızlı artmadığını gösteriyor.

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından yayınlanan aylık ortalama abone başına gelir verileri, abonelerin ortalama mobil ve sabit hizmetlere ödedikleri tutarın reel olarak azaldığını ortaya koyuyor. 2008-2021 döneminde dört telekomünikasyon firmasının ortalaması olarak hesaplanan abone başına aylık reel gelirin (2021 3. çeyrek fiyatları ile) yaklaşık 65 TL seviyelerinden 45 TL seviyelerine düştüğü görülüyor. Bu da iletişim hizmetlerinde fiyatların artış oranının reel olarak düşük kaldığına işaret ediyor.

İlk kez açıklanan Türkiye Dijital Toplum Endeksi 49,45 çıktı

İletişim harcamalarının artış hızının, diğer harcamalara göre daha yavaş kalmasına rağmen Türkiye, dijitalleşme konusunda oldukça hızlı gelişim gösteriyor. Rapor kapsamında oluşturulan Türkiye Dijital Toplum Endeksi (TDTE) için bu alanda yayınlanan yerli ve yabancı kaynaklar ile Türkiye’de dijitalleşmeyi ölçebilecek veri kaynakları incelendi.

İnternete bağlanma, internet kullanımı ve dijital kamu hizmetleri olmak üzere üç temel alanın bileşkesinden oluşan TDTE değerlerinin gelişimi raporda ortaya konuyor. Buna göre 2004 yılında 2,19 olan endeks değeri, 2021’de 22 kat artışla 49,45’e yükseliyor.

TDTE’yi oluşturan üç temel alandan biri olan ‘internete bağlanma’, hanelerin sabit ve mobil internet bağlantısındaki gelişmeyi endekse yansıtıyor. 2000’li yılların başından itibaren yaygınlaşmaya başlayan sabit genişbant internet bağlantısının 2011 yılına kadar endekse katkısı artarak devam ederken, takip eden yıllarda endekse olan katkı, daha büyük oranda mobil genişbant teknolojisine geçilmesiyle mobilden geliyor.

Bir diğer temel alan olan ‘internet kullanımı’na dair endeks seviyelerine e-ticaret ve internet bankacılığı önemli katkı sağlıyor. Mal ve hizmetler hakkında bilgi arama, online haber kaynaklarını okuma ve sağlıkla ilgili bilgi arama olmak üzere üç internet faaliyetinin bileşkesi olan ‘bilgi edinme’ ise dijitalleşmede önemli bir unsur olarak tanımlanıyor.

Dijitalleşmeye hız katan araçlar

Sosyal medya kullanımı da endekse katkıda bulunan bir diğer alt alan olarak raporda ele alındı. Haberleşme amaçlı internet kullanımı, e-posta ve internet üzerinden sesli/görüntülü görüşme faaliyetlerinden oluşuyor. Bireylerin temel internet faaliyeti olan e-posta kullanımının endekse katkısı, genel anlamda sabit kalırken, sesli ve görüntülü görüşmenin özellikle 2017 yılı itibarıyla hızla arttığı dikkat çekiyor. Eğlence amaçlı internet kullanımında, oyun oynama/indirmenin endekse katkısı zaman zaman değişse de genelde sabit seyir izlerken, müzik dinlemenin katkısının 2015 itibarıyla arttığı gözlemleniyor.

TDTE içindeki diğer temel alan olan dijital kamu hizmetlerinin kullanımına dair gelişimi de dikkat çekiyor. Dijital kamu hizmetleri, e-devlet gibi kamu kurumlarına ait sayfalardan/ uygulamalardan bilgi edinme, form doldurma, başvuru, randevu alma gibi faaliyetleri içeriyor. Faaliyetler 2020 yılına kadar istikrarlı artış eğiliminde endekse katkıda bulunsa da 2020 yılında aktif kullanımın endekse katkısı 2019’a göre azalıyor. Ancak pandemi sürecinde bu hizmetlerin kullanımın arttığı görülüyor.

“İletişim harcamalarını analiz ettik, dijitalleşme seviyesini ölçtük”

▶BETAM Türkiye’deki bilgi iletişim harcamaları ve dijitalleşmenin haritasını ortaya koyan raporunu DÜNYA aracılığıyla yayımladı. Raporla ilgili bilgi veren Bahçeşehir Üniversitesi BETAM Direktörü Prof. Dr. Seyfettin Gürsel, şunları söyledi: “Bilgi iletişim teknolojilerinin toplumsal dönüşüme etki edebilmesi için erişilebilir ve kullanılabilir olması gerekiyor. Erişilebilirlik, hanehalklarının harcamaları içinde bu teknolojilere yönelik harcamaların makul bir yer kaplaması olarak ifade edilebilecekken, kullanım ise bu teknolojilerin nasıl ve hangi yaygınlıkta kullanıldığı ile ilişkilendirilebilir. Bu kapsamda raporu oluştururken hem bilgi iletişim teknolojilerine dair Türkiye’deki hanehalklarının yıllar içindeki harcama analizini yaptık hem de toplumun bu teknolojileri kullanarak dijitalleşmede geldiği seviyeyi ölçmeye çalıştık.”

Hanehalkları pandemide yüksek bir dijitalleşme performansı sergiledi

▶COVID- 19, ülke ekonomilerinde olumsuz etkilere neden olurken, BT hizmetlerinde talep artışı yaşandı. Uzaktan çalışma ve çevrim içi eğitim uygulamaları hızla hayata geçerken, birçok özel ve kamu hizmeti de mekandan bağımsız, çevrim içi verilebilir hale geldi. BTK’nın 2021 verilerine göre salgının ilk dalgasında Türkiye’de genişbant abone sayısı yüzde 8,4, abone başına ortalama veri kullanımı ise yüzde 42 arttı. Raporda COVID-19 döneminde Türkiye’nin dijitalleşme performansı da incelendi. TDTE ve temel alanlara bakıldığında, 2019 ve 2020 yılında birbirlerine yakın olan endeks değerleri, salgının etkisinin yoğun hissedildiği 2021’de önemli ölçüde arttı. Her bir temel alandaki artış, değerleri yukarı çekerken, endeks 5 puandan fazla yükseldi. Bu durum hanehalklarının COVID-19 salgını sürecinde yüksek bir dijitalleşme performansı sergilediğine işaret ediyor.

Kıyı kentleri hızlı dijitalleşiyor, erkekler dijitalleşmede önde

▶Endeks, bölge ve demografik boyutlara göre incelendiğinde başta İstanbul olmak üzere batı ve kıyı kesimler, 20112021 arasında endekste en hızlı yükseliş gösteren bölgeler arasında. Dijitalleşme performansı Türkiye geneline göre en düşük olan bölgeler ise Kuzeydoğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri olarak sıralanıyor. Endeksler yaş gruplarına göre hesaplandığında, genç yaş gruplarının daha çok dijitalleştiği görülüyor. Öte yandan erkekler kadınlardan, gençler yaşlılardan, yüksek eğitimliler daha az eğitimlilerden daha iyi dijitalleşme performansı sergiliyor. Eğitim seviyesi arttıkça dijitalleşme performansı da artıyor.

Haber

Medya yatırımları 6,3 milyar lira olarak gerçekleşti

Reklamcılar Derneği’nin (RD) açıklamasına göre, RD, Reklamverenler Derneği (RVD), İnteraktif Reklamcılık Derneği (IAB), Açıkhava Reklamcıları Vakfı (ARVAK), Ulusal Radyo Yayıncıları Derneği (URYAD) ve Mobil Mecralar Araştırma Pazarlama ve Reklamcılık Derneği (MMA TR) adına, Deloitte tarafından “Türkiye’de Tahmini Medya ve Reklam Yatırımları 2020 Yılı İlk 6 Ay Raporu” hazırlandı.

Raporun sonuçlarına göre, ocak-haziran döneminde ülke genelinde toplam medya ve reklam yatırımları 7 milyar 867 milyon lira, medya yatırımları ise 6 milyar 294 milyon lira oldu.

COVID-19 salgın sürecinde marka bilinirliğinin korunması için, daha sonra da satış odaklı kampanyalar gerçekleştirildi. Özellikle yaşam stili (lifestyle) tarzı ürün skalasına sahip olan reklamverenlerin yeni öncelikleri, evde geçirilen sürelerin artışıyla birlikte yeni müşteri kazanmak oldu. Birçok reklamveren de evde geçirilen zamanın artmasıyla doğru orantılı şekilde ev içinde daha çok tüketilen mecralara yöneldi.

Pandemi sürecinin reklam yatırımları üzerindeki etkisi en çok bu yılın ikinci çeyreğinde hissedildi. TV ve dijital, diğer mecralara göre pandeminin olumsuz etkisini daha az yaşarken, özellikle sinema ve açık hava medya yatırımlarında büyük düşüşler gerçekleşti.

TV yatırımları yüzde 4,9 artışla 2,2 milyar liraya yaklaştı

Türkiye’deki medya yatırımları içerisinde yüzde 34,7 paya sahip olan TV medya yatırımları, bu yılın ilk yarısında 2019’un aynı dönemine göre yüzde 4,9 artarak 2 milyar 186 milyon liraya yükseldi. Pandemi öncesi global TV reklam harcamalarında, 2020 için yüzde 2,5 büyüme beklenirken, pandemi etkisi sonrasında ise yüzde 13,8’lik küçülme öngörülüyor.

Türkiye’de pandemi döneminde evde geçirilen zamanın artmasıyla toplam TV izleme süreleri yükseldi. Mart-mayıs döneminde tematik kanal izlenmesi daha hızlı artarken kısıtlamalar sebebiyle çekimlerin iptali, ana kanallarda tekrar yayınları zorunlu kıldı.

Perakende, finans ve özellikle e-ticaret sektörlerinde günün şartlarını adresleyen kampanyalar ile hareketlilik sağlanırken bazı reklamverenler özellikle prodüksiyondaki zorluklar nedeniyle önemli ölçüde kampanyalarını iptal etti veya erteledi. Bu nedenle, hızlı başlayan televizyon reklam yatırımları beklenenin altında büyüdü.

Yıl sonu raporunda ikinci yarıyıl reklam yatırımlarında kayda değer bir artış bekleniyor.

Dijital içerik tüketimi arttı

Rapora göre, dijital medya yatırımlarının raporlanmasında bu yıl yapılan metodoloji değişikliğiyle yatırımlar daha geniş bir kapsamda ele alınıyor. Metodoloji değişikliği nedeniyle toplam dijital medya yatırımlarında ilk yarıda önemli bir büyüme gerçekleşti.

Türkiye’deki medya yatırımları içerisinde yüzde 55,3 paya sahip dijital medya yatırımları, ilk yarıda 3 milyar 479 milyon lira seviyesine ulaştı.

Pandemi döneminde dijital içerik tüketimi arttı. Gündem sebebiyle haber içeriklerinin tüketiminde ve buna bağlı olarak haber portalları, gazete ve haber kanallarının internet sitelerinin ziyaretçi sayılarında artış yaşandı. Dijital platformlardan dergi okuyanların sayılarında da artış gerçekleşti.

Benzer şekilde, PC üzerinden ve mobilden oyun oynama, video izleme ve müzik dinleme süreleri uzadı.

Bu dönemde arama motoru, video reklamları ve sosyal medyanın dijital reklam yatırımlarından aldıkları paylarda önceki yıllara göre artış yaşandı. Mobilin, dijital reklam yatırımlarından aldığı pay, önemli ölçüde yükselerek yüzde 71,6’ya ulaştı, programatik yöntemle satın alınan yatırımların payı ise yüzde 81,4’e çıktı.

Mobilde artış, gazete tirajlarında yüksek kayıp yaşandı

Pandemi dönemi boyunca dijital dönüşümün ve evden çalışma oranının yükselmesiyle mobil ticaret, mobil bankacılık, evlere servis eden mobil uygulamaların kullanımları, mobil oyunlar, hayatı kolaylaştıran mobil hizmetlerin ve uygulamaların kullanımları ciddi oranda arttı. Mobil reklam yatırımları, ilk 6 ayda 2 milyar 491 milyon lira seviyesine ulaştı.

Türkiye’deki medya yatırımları içerisinde toplamda yüzde 2,9’luk paya sahip yazılı basın medya yatırımları, yüzde 37,3 azalarak 185 milyon TL oldu. Pandemiden kaynaklı kısıtlamalar sebebiyle tüketici mecra alışkanlığı sert bir değişim gösterdi; gündem haber portalları ve televizyona evrildi.

Gazete dağıtımının sokağa çıkma yasağı sebebiyle mümkün olmadığı günlerde, alternatif dağıtım yöntemlerinin de etkisiyle, yazılı basın mecralarında tiraj kayıpları yaşandı.

Medya yatırımları içerisinde yüzde 4,6 payı bulunan açık hava medya yatırımları, ocak-haziran döneminde yüzde 26,7 düşüşle 289 milyon liraya geriledi.

Radyoda yılın ikinci yarısında kayıpların telafi edilmesi bekleniyor

Türkiye’deki medya yatırımları içerisinde toplamda yüzde 2,1 payı bulunan radyo medya yatırımları, yüzde 17,1 düşerek 130 milyon TL olarak gerçekleşti.

Yıla çok iyi başlayan radyolar, özellikle sokağa çıkma yasaklarında neredeyse reklam kuşaklarını tamamen boş geçirdi. Pandemi döneminde aslında radyoların dinlenme süreleri arttığı halde, reklamverende yıllardır yerleşmiş olan radyo arabada dinlenir algısı nedeniyle gelirlerde ciddi bir düşüş yaşandı. Radyoların, yılın ikinci yarısında kayıpları telafi edip yılı az da olsa yükselişle kapatacağı öngörülüyor.

Açık olduğu ocak-mart döneminde büyüme gösteren sinema sektörü açık hava ile en olumsuz etkiyi hisseden ve hissetmeye devam eden mecra olarak göze çarptı.

Medya yatırımları içerisinde yüzde 0,4 paya sahip sektör, ilk 6 ayda yüzde 54,1 düşüşle 25 milyon lirada kaldı.

Bu süreçte değişen tüketici davranışları doğrultusunda markalar bilgi verme kanallarını ve yöntemlerini gözden geçirerek, dijital çözümlere yönelip dijital dönüşüm süreçlerini hızlandırdı. Bu alana yaptıkları yatırımları artırdı.

Haber

Medya yatırımları 6,3 milyar lira olarak gerçekleşti

Reklamcılar Derneği’nin (RD) açıklamasına göre, RD, Reklamverenler Derneği (RVD), İnteraktif Reklamcılık Derneği (IAB), Açıkhava Reklamcıları Vakfı (ARVAK), Ulusal Radyo Yayıncıları Derneği (URYAD) ve Mobil Mecralar Araştırma Pazarlama ve Reklamcılık Derneği (MMA TR) adına, Deloitte tarafından “Türkiye’de Tahmini Medya ve Reklam Yatırımları 2020 Yılı İlk 6 Ay Raporu” hazırlandı.

Raporun sonuçlarına göre, ocak-haziran döneminde ülke genelinde toplam medya ve reklam yatırımları 7 milyar 867 milyon lira, medya yatırımları ise 6 milyar 294 milyon lira oldu.

COVID-19 salgın sürecinde marka bilinirliğinin korunması için, daha sonra da satış odaklı kampanyalar gerçekleştirildi. Özellikle yaşam stili (lifestyle) tarzı ürün skalasına sahip olan reklamverenlerin yeni öncelikleri, evde geçirilen sürelerin artışıyla birlikte yeni müşteri kazanmak oldu. Birçok reklamveren de evde geçirilen zamanın artmasıyla doğru orantılı şekilde ev içinde daha çok tüketilen mecralara yöneldi.

Pandemi sürecinin reklam yatırımları üzerindeki etkisi en çok bu yılın ikinci çeyreğinde hissedildi. TV ve dijital, diğer mecralara göre pandeminin olumsuz etkisini daha az yaşarken, özellikle sinema ve açık hava medya yatırımlarında büyük düşüşler gerçekleşti.

TV yatırımları yüzde 4,9 artışla 2,2 milyar liraya yaklaştı

Türkiye’deki medya yatırımları içerisinde yüzde 34,7 paya sahip olan TV medya yatırımları, bu yılın ilk yarısında 2019’un aynı dönemine göre yüzde 4,9 artarak 2 milyar 186 milyon liraya yükseldi. Pandemi öncesi global TV reklam harcamalarında, 2020 için yüzde 2,5 büyüme beklenirken, pandemi etkisi sonrasında ise yüzde 13,8’lik küçülme öngörülüyor.

Türkiye’de pandemi döneminde evde geçirilen zamanın artmasıyla toplam TV izleme süreleri yükseldi. Mart-mayıs döneminde tematik kanal izlenmesi daha hızlı artarken kısıtlamalar sebebiyle çekimlerin iptali, ana kanallarda tekrar yayınları zorunlu kıldı.

Perakende, finans ve özellikle e-ticaret sektörlerinde günün şartlarını adresleyen kampanyalar ile hareketlilik sağlanırken bazı reklamverenler özellikle prodüksiyondaki zorluklar nedeniyle önemli ölçüde kampanyalarını iptal etti veya erteledi. Bu nedenle, hızlı başlayan televizyon reklam yatırımları beklenenin altında büyüdü.

Yıl sonu raporunda ikinci yarıyıl reklam yatırımlarında kayda değer bir artış bekleniyor.

Dijital içerik tüketimi arttı

Rapora göre, dijital medya yatırımlarının raporlanmasında bu yıl yapılan metodoloji değişikliğiyle yatırımlar daha geniş bir kapsamda ele alınıyor. Metodoloji değişikliği nedeniyle toplam dijital medya yatırımlarında ilk yarıda önemli bir büyüme gerçekleşti.

Türkiye’deki medya yatırımları içerisinde yüzde 55,3 paya sahip dijital medya yatırımları, ilk yarıda 3 milyar 479 milyon lira seviyesine ulaştı.

Pandemi döneminde dijital içerik tüketimi arttı. Gündem sebebiyle haber içeriklerinin tüketiminde ve buna bağlı olarak haber portalları, gazete ve haber kanallarının internet sitelerinin ziyaretçi sayılarında artış yaşandı. Dijital platformlardan dergi okuyanların sayılarında da artış gerçekleşti.

Benzer şekilde, PC üzerinden ve mobilden oyun oynama, video izleme ve müzik dinleme süreleri uzadı.

Bu dönemde arama motoru, video reklamları ve sosyal medyanın dijital reklam yatırımlarından aldıkları paylarda önceki yıllara göre artış yaşandı. Mobilin, dijital reklam yatırımlarından aldığı pay, önemli ölçüde yükselerek yüzde 71,6’ya ulaştı, programatik yöntemle satın alınan yatırımların payı ise yüzde 81,4’e çıktı.

Mobilde artış, gazete tirajlarında yüksek kayıp yaşandı

Pandemi dönemi boyunca dijital dönüşümün ve evden çalışma oranının yükselmesiyle mobil ticaret, mobil bankacılık, evlere servis eden mobil uygulamaların kullanımları, mobil oyunlar, hayatı kolaylaştıran mobil hizmetlerin ve uygulamaların kullanımları ciddi oranda arttı. Mobil reklam yatırımları, ilk 6 ayda 2 milyar 491 milyon lira seviyesine ulaştı.

Türkiye’deki medya yatırımları içerisinde toplamda yüzde 2,9’luk paya sahip yazılı basın medya yatırımları, yüzde 37,3 azalarak 185 milyon TL oldu. Pandemiden kaynaklı kısıtlamalar sebebiyle tüketici mecra alışkanlığı sert bir değişim gösterdi; gündem haber portalları ve televizyona evrildi.

Gazete dağıtımının sokağa çıkma yasağı sebebiyle mümkün olmadığı günlerde, alternatif dağıtım yöntemlerinin de etkisiyle, yazılı basın mecralarında tiraj kayıpları yaşandı.

Medya yatırımları içerisinde yüzde 4,6 payı bulunan açık hava medya yatırımları, ocak-haziran döneminde yüzde 26,7 düşüşle 289 milyon liraya geriledi.

Radyoda yılın ikinci yarısında kayıpların telafi edilmesi bekleniyor

Türkiye’deki medya yatırımları içerisinde toplamda yüzde 2,1 payı bulunan radyo medya yatırımları, yüzde 17,1 düşerek 130 milyon TL olarak gerçekleşti.

Yıla çok iyi başlayan radyolar, özellikle sokağa çıkma yasaklarında neredeyse reklam kuşaklarını tamamen boş geçirdi. Pandemi döneminde aslında radyoların dinlenme süreleri arttığı halde, reklamverende yıllardır yerleşmiş olan radyo arabada dinlenir algısı nedeniyle gelirlerde ciddi bir düşüş yaşandı. Radyoların, yılın ikinci yarısında kayıpları telafi edip yılı az da olsa yükselişle kapatacağı öngörülüyor.

Açık olduğu ocak-mart döneminde büyüme gösteren sinema sektörü açık hava ile en olumsuz etkiyi hisseden ve hissetmeye devam eden mecra olarak göze çarptı.

Medya yatırımları içerisinde yüzde 0,4 paya sahip sektör, ilk 6 ayda yüzde 54,1 düşüşle 25 milyon lirada kaldı.

Bu süreçte değişen tüketici davranışları doğrultusunda markalar bilgi verme kanallarını ve yöntemlerini gözden geçirerek, dijital çözümlere yönelip dijital dönüşüm süreçlerini hızlandırdı. Bu alana yaptıkları yatırımları artırdı.

Haber

Turkcell yılda 11 milyon sayfa evrakı dijitalleştirecek

Turkcell, pandemi döneminde artan ev interneti ihtiyacına teması azaltan yeni bir dijital çözüm geliştirdi, Türkiye’de bir ilk olacak çözüm sayesinde Turkcell müşterileri fiber, DSL, Superbox ve TV+ ürünlerinin aboneliklerini dijital imza ile yapabilecek.

Turkcell’den yapılan açıklamaya göre, müşterilerin hayatını kolaylaştıracak çözümle, kurulum ekiplerinin de ev içerisinde geçirdiği süre yüzde 30 azalarak kurulum süreci de hızlıca tamamlanacak. Aynı zamanda çevre dostu olan çözümle yılda 11 milyon sayfa evrak dijitalleşecek.

Müşterilerin abonelik işlemlerini hızlı bir şekilde yapmayı hedefleyen çözüm sayesinde kurulum ekipleri de işlerini yüzde 30 daha hızlı bir şekilde yapabilecek. Yılda 11 milyon sayfalık evrakın dijitalleşeceği çözümle çevrenin korunmasına da katkı sağlanmış olacak. Tüm Türkiye’yi kapsayan uygulama ile yılda 1 milyon 500 bin hanede dijital imza atılması bekleniyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Turkcell Kurumsal ve Ev Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ceyhun Özata, konuya ilgili olarak şu açıklamayı yaptı:

“Turkcell olarak mağazalarımızda dijital imza ile abonelik sözleşmesinden tarife değişikliğine, yeni SIM kart alımından fatura ödemesine değin tüm işlemleri tablet üzerinden dijital imza ile saniyeler içerisinde gerçekleştiriyoruz. Bu uygulamamızı artık evlere de taşıdık. Pandemi döneminde müşterilerimizin evinde en az süreyi geçirerek onları internete kavuşturmak en önemli çıkış noktamız oldu. Artık müşterilerimizin evine kurulum yapmamızı gerektiren fiber, DSL, Superbox ve TV+ için de dijital imza ile abonelik mümkün olacak. İşlem sürelerini yüzde 30 azaltacağını öngördüğümüz projemiz sayesinde müşterilerimizin abonelik sürecini hızlandıracağız. Yılda 11 milyon sayfa evrağın dijital ortama taşınacağı güvenli dijital imza uygulamamızı aynı zamanda tüm sektörlerin de kullanımına sunuyoruz.”

Turkcell’in güvenli dijital imza çözümü şirketlerin de hizmetinde

Turkcell güvenli dijital imza çözümüyle sektörlerin dönüşümü ivme kazanıyor. İlk olarak Turkcell ekosisteminde uygulanan dijital imza çözümü, şirketlere de sunularak uçtan uca dijitalleşmeye katkı sağlanıyor. Turkcell’in dijital imza çözümü özellikle pandemi döneminde önemi anlaşılan sözleşme süreçlerinin dijitalleşmesine imkan tanıyor.

Dijital imza ile şirketler, ıslak imzalı kağıt sözleşme süreçlerini dijitalleştirerek zaman ve maliyetten tasarruf sağlıyor. Evrakların arşivlenmesi ve erişilmesi süreçlerini kolaylaştırarak operasyonel verimlilik sağlayan dijital imza, elektronik imza ve elle atılan imzayı kombine ediyor. Dijital imza, evraklı işlemlerin güvenli, hızlı ve kolay bir şekilde dijital olarak tamamlanması için gelişmiş güvenlik protokolleri ile korunuyor.

Kaynak: AA

Haber

Turkcell yılda 11 milyon sayfa evrakı dijitalleştirecek

Turkcell, pandemi döneminde artan ev interneti ihtiyacına teması azaltan yeni bir dijital çözüm geliştirdi, Türkiye’de bir ilk olacak çözüm sayesinde Turkcell müşterileri fiber, DSL, Superbox ve TV+ ürünlerinin aboneliklerini dijital imza ile yapabilecek.

Turkcell’den yapılan açıklamaya göre, müşterilerin hayatını kolaylaştıracak çözümle, kurulum ekiplerinin de ev içerisinde geçirdiği süre yüzde 30 azalarak kurulum süreci de hızlıca tamamlanacak. Aynı zamanda çevre dostu olan çözümle yılda 11 milyon sayfa evrak dijitalleşecek.

Müşterilerin abonelik işlemlerini hızlı bir şekilde yapmayı hedefleyen çözüm sayesinde kurulum ekipleri de işlerini yüzde 30 daha hızlı bir şekilde yapabilecek. Yılda 11 milyon sayfalık evrakın dijitalleşeceği çözümle çevrenin korunmasına da katkı sağlanmış olacak. Tüm Türkiye’yi kapsayan uygulama ile yılda 1 milyon 500 bin hanede dijital imza atılması bekleniyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Turkcell Kurumsal ve Ev Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ceyhun Özata, konuya ilgili olarak şu açıklamayı yaptı:

“Turkcell olarak mağazalarımızda dijital imza ile abonelik sözleşmesinden tarife değişikliğine, yeni SIM kart alımından fatura ödemesine değin tüm işlemleri tablet üzerinden dijital imza ile saniyeler içerisinde gerçekleştiriyoruz. Bu uygulamamızı artık evlere de taşıdık. Pandemi döneminde müşterilerimizin evinde en az süreyi geçirerek onları internete kavuşturmak en önemli çıkış noktamız oldu. Artık müşterilerimizin evine kurulum yapmamızı gerektiren fiber, DSL, Superbox ve TV+ için de dijital imza ile abonelik mümkün olacak. İşlem sürelerini yüzde 30 azaltacağını öngördüğümüz projemiz sayesinde müşterilerimizin abonelik sürecini hızlandıracağız. Yılda 11 milyon sayfa evrağın dijital ortama taşınacağı güvenli dijital imza uygulamamızı aynı zamanda tüm sektörlerin de kullanımına sunuyoruz.”

Turkcell’in güvenli dijital imza çözümü şirketlerin de hizmetinde

Turkcell güvenli dijital imza çözümüyle sektörlerin dönüşümü ivme kazanıyor. İlk olarak Turkcell ekosisteminde uygulanan dijital imza çözümü, şirketlere de sunularak uçtan uca dijitalleşmeye katkı sağlanıyor. Turkcell’in dijital imza çözümü özellikle pandemi döneminde önemi anlaşılan sözleşme süreçlerinin dijitalleşmesine imkan tanıyor.

Dijital imza ile şirketler, ıslak imzalı kağıt sözleşme süreçlerini dijitalleştirerek zaman ve maliyetten tasarruf sağlıyor. Evrakların arşivlenmesi ve erişilmesi süreçlerini kolaylaştırarak operasyonel verimlilik sağlayan dijital imza, elektronik imza ve elle atılan imzayı kombine ediyor. Dijital imza, evraklı işlemlerin güvenli, hızlı ve kolay bir şekilde dijital olarak tamamlanması için gelişmiş güvenlik protokolleri ile korunuyor.

Kaynak: AA

Haber

Egeli hazır giyim ihracatçısının gözü hibrit platformlarda

NİHAT DELİBAŞI-İZMİR

Pandemi nedeniyle sıkıntılı günler geçiren Egeli tekstil, hazır giyim ve konfeksiyon ihracatçılarının yüzü gülmeye başladı. Temmuz ve ağustosun ardından eylülde de hareketli günler yaşayan sektör, dijital platformları daha etkin kullanarak bu canlılığı sürdürmeyi hedefliyor. Ege Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, siparişlerin artarak devam ettiğini, tek endişelerinin ‘acaba ikinci dalgada siparişler birden kesilir mi’ olduğunu söyledi.

Kısa süre önce düzenlenen Dünya Global Giyim Tedarik Exposu çıktılarını değerlendirirken, dijital fuar ve ticaret heyeti organizasyonlarına devam etme kararı aldıklarını söyleyen Sertbaş, bu kapsamda her yıl kasım ayında gerçekleştirdikleri ve katılımcıların önemli iş bağlantıları ile döndüğü Hollanda pazarına yönelik organizasyonu dijital ortama taşıma kararı aldıklarını açıkladı.          

Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği de Avrupa pazarına yönelik diijtal ticaret heyeti organizasyonu için çalışmalara başladı. Birlik Başkanı Jak Eskinazi, “Eylülde hem ulusal hem EİB rakamları çok iyi. Bu ivmeyi devam ettirmek için fiziki ticaret heyeti organizasyonlarını dijital ortama taşımak için çalışıyoruz. Tekstilde Avrupa pazarına yönelik dijital ticaret heyetini ekim/kasım ayına yetiştirmek istiyoruz. Aynı şekilde Denizli’de ev tekstili konusunda Frankfurt Messe Fuarcılık ile dijital tanıtım organizasyonu için görüşüyoruz” diye konuştu.    

   

 “Hibrit şovlara güçlü bir eğilim var”       

Foursource Satış Direktörü Jonas Wand da geçen ay dijital ortamda düzenledikleri Global Giyim Tedarik Exposu’na Ege Bölgesi’nden 31 firmanın katıldığını ve uluslararası satın almacılardan yaklaşık bin ziyaret alındığını söyledi. Wand, “Şirket başına ortalama 30 ziyaret çok iyi bir sonuç” dedi. Foursource olarak fiziksel fuarların dijital uzantılarla birleşimi anlamına gelen hibrit şovlara yönelik güçlü bir eğilim gördüklerini ifade eden Wand, şöyle konuştu: “Avrupalı ve Amerikalı müşteriler, tasarım hizmetleri dahil olmak üzere daha kısa teslim süreleri, sürdürülebilirlik ve uyumluluk standartları ve dikey üretim yapıları için giderek daha fazla bu bölgelerden firma arıyor. Türkiye’deki birçok şirket bu yetenekleri geçtiğimiz yıllarda geliştirdi. Bunu dijitalleşmede kullanmalı.”

Haber

Asya’nın Türkiye’ye yatırım iştahı artıyor

Yerliara.com tarafından hazırlanan “Pandemi Krizi & Finansal Kaynaklara Ulaşım ve Reel Sektör Beklentileri” raporuna göre Asya ülkelerinin Türkiye’de yatırım, satın alma ve kredi sağlama iştahı yükselişte. Kur etkisi ve Türkiye’yi Batı’ya açılan kapı olarak görmeleri nedeniyle 2021’de Türkiye’de önemli işbirlikleri gözüküyor.

Öte yandan 2021 yılının ilk yarısına kadar “V” tipi bir toparlanma yasaması mümkün gözükmüyor ve bu süreç 2 yıl gibi bir süreyi bulabilir. Aynı rapora göre, giyim sektörü salgından en çok etkilenenlerin basında geldi ve 193 ülkede yaklaşık 2 milyara yakın öğrenci okula gidemedi. Türk eğitim sektörü özel teşvik sistemine alınmalı.

İkinci dalga ekonomide olur

Açıklamada görüşlerine yer verilen yerliara.com Sözcüsü Dr. Arzu Aydın, iş dünyasından çok sayıda ismin de destek verdiği raporu değerlendirdi. Aydın, “İş dünyası pandemide ikinci dalga endişesi ile ekonomi arasında bir denge bekliyor. Aksi durumda daha ağır bir sosyo-ekonomik kriz yaşanabilir.” ifadelerini kullandı.

Üretim yönlü devlet destekli yatırımların yapılması gerektiğini belirten Aydın, şunları kaydetti:

“Yerli teknoloji şirketlerine pozitif ayrımcılık, ihracat desteği, küresel stratejik işbirlikleri, vergi indirimi, yatırım teşviki, arazi tahsisi, gümrük muafiyeti gibi birçok farklı araçlarla yatırımlar teşvik edilmeli. Turizm hizmetlerinin kısa ve orta vadede toparlanamayacağı tahmin ediliyor. Fakat Türkiye’nin önünde özellikle sağlık turizmi için çok ciddi fırsatlar bulunmaktadır. Türkiye dünyanın ilk 10 tarım üreticisi arasında yer alıyor. Ülkemiz iklim farklılıklarının sağladığı ürün çeşitliliği, zengin kaynakları ve tarımın teknolojide kullanılması ile verimliliği artıracak ve tarıma karsı toplumsal farkındalık kazandırılacak devlet politikaları geliştirilerek dünyanın önde gelen tarım havzası olamaya da aday bir ülkedir.”

Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Başkanı Burak Önder, “Birçok sektörde ödeme vadeleri uzadı ve gelişmiş ülkelerde olduğu gibi bu durumu sınırlandırıcı bazı düzenlemeler yapılmalı.” açıklamasında bulundu.

Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ferdi Erdoğan ise şunları aktardı:

“Eximbank tarafından (düşük maliyet – üretimden müşteriye gidene kadar geçen süre ödemesiz – uzun vadeli krediler) ve alacak sigorta kapsamı ile yüzde yüze kadar desteklenmelidir. İnşaat sektörü için hedef pazarlarda, teknik müşavirlik, müteahhitlik, inşaat malzemeleri, inşaat işleri istidamı toplam ihracatı en önemli katma değer yaratmak olup yüzde yüz desteklenmelidir. Bu dörtlü faaliyetin uzun vadeli desteği kısa vadede toplam ihracat geliri olarak 50-60 milyar dolara çıkabilir.”

Açıklamada yer alan bilgilere göre raporda öne çıkan başlıklar şöyle:

“Türkiye ucuz is gücü ve genç nüfusu ile cazibe konumu haline gelebilir. Bu dönemi kuluçka dönemi olarak değerlendirmeliyiz. Finansal kaynakların yönetiminde dijital enstrümanlar ön plana çıkıyor. Ara malında yerli ürün arayış trendi yükseliyor. Risk yönetiminin ne kadar önemli olduğunu KOBİ’lerin hissettiğini ve buna göre bir arayış halinde olduğunu görüyoruz. Sigorta sektöründeki dijital değişimler de bu imkânlara ulaşımı kolaylaştırıyor.

KOBİ’lerin otomasyona ve dijitalleşmeye yönelik arayışlarının arttığı ayrıca dijital fabrikalara geçisin de hızlandığı görülüyor. Yerliara verilerine göre üretim dünyası, pandemi sürecinde en fazla otomasyon teknolojileri üzerine arama yaptı. Bunu sırasıyla; sigorta, e-ticaret, teknoloji, robotik kodlama, elektronik, bilişim, dış ticaret, nano teknoloji ve telekomünikasyon izledi. Yerliara’daki son arama sonuçları ve gelen talepler, imalat sanayimizin finansal riskleri yönetmeye ve dijital fırsatları kullanmaya odaklandığına işaret ediyor.”

Haber

Artırılmış gerçeklikle parke seçme dönemi başlıyor

Son yıllarda dijitalleşmeye önemli yatırımlar yapan Yıldız Entegre, Türkiye’de bir ilk olan yeni parke seçim uygulamasını tanıttı. Uygulama “Çek, Seç, Uygula!” ile artık kullanıcılar, istedikleri parke modelini sadece saniyeler içerisinde mobil telefonları ya da bilgisayar ekranları aracılığıyla odalarının zemininde görebilecekler.

Uygulama, zemin üzerindeki mobilya, halı gibi nesneleri ve kot farklarını da algılayarak tüketicilere hayallerindeki tasarımı mekanlarına hatasız uygulama fırsatı sağlıyor, parke değişim sürecindeki tüm belirsizlikler ortadan kalkıyor.

Orman ürünleri sektörünün Türkiye’deki pazar lideri markası Yıldız Entegre, son yıllarda farklı sektörlerde hayatımıza giren artırılmış gerçekliği şimdi de parkeye taşıdı. Türkiye’de ilk kez Yıldız Entegre tarafından sektöre kazandırılan “Çek, Seç, Uygula!” uygulamasıyla artık kullanıcılar, parke seçimlerinde teknolojiden faydalanacak; hangi parkenin hangi odada nasıl duracağını dijital ortamda görebilecek.

Uygulama nasıl çalışıyor?

Uygulamanın çalışma sistemi de oldukça basit. Hem ev hem de ofis tasarımlarında kullanılabilecek uygulama kapsamında kullanıcılar, parke değişimi düşündükleri mekanların fotoğraflarını çekecek. Yıldız Entegre mobil aplikasyonu ya da Yıldız Entegre internet sitesindeki “Çek, Seç, Uygula!” bölümüne bu fotoğraflar yüklenecek. Sisteme yüklenen fotoğraflar üzerinden, kullanıcılar VarioClic ve TerraClick ürün grubundaki model ve renk seçeneğinde parkeleri odalarının zemininde görebilecek; model ya da renk tercihlerini de zevklerine ve odanın uyumuna göre yapabilecek.

Dijital dönüşüme büyük yatırım

Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Yıldız Entegre Pazarlama ve Kurumsal İletişim Müdürü Ercan Şahin, şirket olarak son dönemde dijital dönüşüm süreçlerine çok büyük yatırım yaptıklarının altını çizerken, “Bugün tüm sektörlerde fark yaratmanın yolu, dijital dönüşümü iş süreçlerine entegre etmekten, teknolojiyi sahiplenmekten geçiyor. Yıldız Entegre olarak, inovasyonu temel alan yaklaşımımızla bir yandan üretim süreçlerimizi geliştirirken bir yandan da pazarlama alanında müşteri deneyimini güçlendirecek adımlar atıyoruz” dedi.

Türkiye’de bir ilki hayata geçirdik

Geçtiğimiz dönemde dijital katalog yönetim sistemini tüm ürün gruplarında devreye aldıklarını; bunun yanında 3D Kartela ve Sanal Showroom gibi sektörde öncü çok sayıda uygulamayı hayata geçirdiklerini ifade eden Ercan Şahin, “Şimdi de ‘Çek, Seç, Uygula!’ adını verdiğimiz uygulamamız ile sektörde bir ilke imza atmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Yıldız Entegre’nin dijital odaklı dönüşümünün bir parçası olan bu uygulama ile tüm tüketicilerimiz tercih süreçlerini iyileştirmeyi; teknolojinin bizlere sunduğu fırsatları evlerimizin ve ofislerimizin estetiği için kullanıyoruz. Türkiye’de ilk kez bir orman ürünleri firması tarafından sunulan bu uygulamanın müşteri deneyimi anlamında büyük fark yaratacağını düşünüyoruz” dedi.

Tasarım süreci dijital ortamda

Bugün parke seçim süreçlerinde çok sayıda sıkıntı yaşanabildiğini; tüketicilerin deneyim alanlarını anlamaya çalışarak ve bayilerden aldıkları geri dönüşler doğrultusunda böyle bir uygulamayı hayata geçirdiklerini sözlerine ekleyen Ercan Şahin şöyle devam etti: “Bugün bir parke değişimi yapacağınız zaman bilinmezlerle dolu bir sürecin içine giriyorsunuz. Bir parke bayisine giderek evinize uyacağını düşündüğünüz bir modeli renk kartelası üzerinden veya bir parke kesitinden seçiyorsunuz. Ama bu kesitler tüm parke dekorunu temsil etmediğinden sizin hayal ettiğiniz tasarım ile gerçekleşen farklı olabiliyor. Burada hem tüketici hem de bayi ya da ilgili usta bu süreçte zaman zaman sorun yaşayabiliyor. Tüm bu tasarım sürecinin dijital ortama aktarılması sayesinde Tüketiciler parke dekorlarını kendi evlerinde ya da ofislerinde değerlendirebiliyorlar. Bu değerlendirme, doğrudan kendi mobilyaları, duvarları ve halıları ile uyumlu olarak yapılıyor. Yani, tüketiciler daha parkeyi satın almadan hayallerindeki ürüne evlerine uygulayabiliyorlar.; Tüketici tarafından tasarıma karar verilmesinin ardından en yakın Yıldız Entegre bayisinden bu ürünler temin edilebiliyor ve uygulama süreci başlıyor.”

Doğal ürünlerin ağırlığı tasarımlarda dikkat çekiyor

Son yıllarda gerek evlerin gerekse ofislerin iç ve dış dekorasyonunda doğal ürün kullanımının önemli ölçüde arttığını ifade eden Ercan Şahin, “Özellikle içinden geçtiğimiz bu koronavirüs salgını sürecinde de tüketicilerin evlerine yönelik yenileme süreçlerine çok daha büyük önem verdiğini gördük. Bizleri doğaya yaklaştıran ahşap ürünlerin evlerimizde ağırlığının artması gelecek dönemde dekorasyonun altın kuralları arasında yer alacak. Bu trendin dünyada ve ülkemizde gelecek yıllarda daha da güçlenmesini bekliyoruz. Biz de ‘Ağacın İzinde’ söylemini sahiplenen bir firma olarak bu dönüşümü sahiplenmeye devam edeceğiz” dedi.

Haber

Bursalı tekstilciler online showroomlar kurmaya başladı

Esra ÖZARFAT-BURSA

Salgın sonrası her sektörde olduğu gibi tekstilde de anlayışlar değişiyor. Firmalar özellikle antibakteriyel, daha fonksiyonlu tekstiller üzerinde Ar-Ge çalışmalarına yoğunlaşırken, tüketicilerin değişen alışkanlıkları spor kıyafetlere olan talebi artırıyor. Bu noktada üretilen ürünlerin pazarlanması önemli bir konu olarak öne çıkıyor. Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) Başkanı Pınar Taşdelen Engin, “Dünyadaki yeni ekonomik düzende geçmiş alışkanlıklarla iş yapmak, ihracat gerçekleştirmek gerçekçi olmaz. Şu anda herkesin iş yapma isteği var. Alıcılar bizden acil mal istiyorlar. Özellikle sanal fuarlar öne çıkacak. Ev tekstilinde de hazır giyimde de kumaş üreticileri online sunumlara başladı. Firmalar kendilerine online showroom kurmaya başladı. Sektör pandemi sonrası gelecek taleplere hazır diyebiliriz” dedi. UTİB olarak online sunumlar ve artırılmış gerçeklik teknolojisinin kullanıldığı sanal fuarlar üzerine çalışmalar yürüttüklerini bildirdi. Türk tekstil sektörünün pandemi ile birlikte öne çıkan sürdürülebilirlik ve dijitalleşme çalışmalarına çok önceden başladığına dikkat çeken Engin, “Büyük markaların zorlamasıyla değil, bu alanda bir gelişme olacağını gördüğümüz için Türk tekstil sektörü olarak hem çevreye duyarlı hem de sürdürülebilir ürünlerle alakalı ciddi çalışmalar yapıyorduk. Ancak dijitalleşmeye yapılan yatırımlar biraz yavaş gidiyordu. Pandemiyle birlikte güzel bir ivme kazandı” diye konuştu.

“Maskede katma değer 4 dolara çıkacak”

COVID-19 sonrası tüm dünya ekonomilerinin ciddi bir panik yaşadığını, tıbbi gereçler dışında dünyada alışverişin “yok” denecek hale geldiğini vurgulayan Engin, tekstil üreticilerinin bu süreçte hızlı aksiyon alarak koruyucu maske, tek kullanımlık önlük ve benzeri ürünleri üretmeye başladığını kaydetti. Engin, “Türk tekstil sektörü çok az alanda dışarıya bağımlı. Bitmiş ürüne kadar aradaki pek çok üretimi yapabiliyoruz. O nedenle maske üretiminde de bu kadar hızlı hareket edebildik. COVID-19’un de kendi içinde yeni bir moda anlayışını oluşturacağını düşünüyoruz. 80 kuruşluk kullan at cinsinden bir maske yerine, antibakteriyel özellikleri olan, yıkanabilen, tasarımı hatta modası olan fonksiyonel maskelere geçiş katma değer yaratacak, fiyatı 3-4 dolarlara çıkaracaktır. Bunu fark eden ve üretime geçen pek çok firmamız var” değerlendirmesini yaptı. Konfeksiyon ve ev tekstilinde büyük alıcılarda Çin’e karşı tedbirli bir yaklaşım olduğuna işaret eden Engin, özellikle daha fonksiyonel ve özellikli ürünlerde talebin Türkiye’ye kayacağını vurguladı.

Sanayiciler daha çevreci ve sürdürülebilir üretim modeline odaklandı

Türkiye’nin önemli tekstil üretim üssü olan Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi’nin iş insanları da geçen hafta tekstil sektöründe sanal gerçeklik hakkında bilgi aldı. Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi İş İnsanları Derneği (DOSABSİAD) Başkanı Nilüfer Çevikel, “Pandemi sürecinde sanal fuarcılık ile ilgili açıklamalar yaparken, bir yandan da teknoloji ve sanal gerçeklik ile ilgili araştırmalar yaptık. Dünya artık teknoloji ile çok küçüldü. Her an her yerde iş yapma şansınız var. Artık yeni teknolojiler ile seyahat yapmadan da ürünü, üretim aşamalarını görme şansımız var. Firmalarımız bu noktada yatırımlara başladı” dedi.

Tekstilde dijitalleşmeyi sanal gerçekliğe taşıdı

Bu alanda yerli bir girişim olan Prosoft VR’ın tekstil sektöründe SmartTex360’ı kumaş, dikim ve kalıpların sanal gerçeklik ortamında hazırlanmasına olanak sağlıyor. Prosoft VR Genel Müdürü Selçuk Şireci, “Tekstilde dijitalleşmeyi üç boyuta ve sanal gerçekliğe taşıdık. Numune üretim süreçlerini tamamen ortadan kaldırıp dijitalleşmenin yanında, ürünleri dijital olarak modelleyip sanal mağaza, sanal showroomlara yerleştiriyoruz. Sanal gerçeklik gözlüğü ile sanal mağazada kumaşın desenini görebilecek, ürüne dokunabilecek, kumaşı hissedebileceksiniz. Dijital kumaş, dijital kalıp modelleme ve dijital dikimin yanı sıra, üretimleri dijital avatarlara ürün giydirme ve sanal showroom’larda ürün sunumu ile dijital ürünler üzerinden sipariş alma imkanı da getiriyor” açıklamasında bulundu.

Haber

“E-ticaretteki davranış değişiklikleri bizi 10 yıl öteye götürdü”

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığınca online düzenlenen “Ulaştırma ve Altyapıda Dijital Gelecek Zirvesi”nin üçüncü gününde PTT AŞ Genel Müdürü Hakan Gülten, toplantıdaki konuşmasında, dijitalleşmenin sektöre etkileri hakkında değerlendirmelerde bulundu ve “e-ticaretteki davranış değişiklikleri bizi bir 10 yıl öteye götürdü. 10 yıl sonra olmasını beklediğimiz rakamlara şu an ulaşmış olduk” dedi.

Gülten, PTT olarak lojistik konusunu kargo ve e-ticaret ile bütünleşik ele aldıklarını belirterek bunların birbiri ile bağlantılı hizmet alanları olduğunu söyledi.

Bu üç alana yönelik çözümler ürettiklerine işaret eden Gülten,”ePttAVM.com, PTT Kargo, PTT Lojistik, her geçen gün bilinirliği ve kullanılırlığı artan markalar olarak dikkati çekiyor, halkımızdan da yoğun talep görüyor. Kargo ve posta alanında bir çok faaliyetimizin olmasının yanı sıra, lojistik alanında da yapmamız gereken, üzerimizde ödev olan çok konumuz var. Küresel posta ağı ile lojistik operasyonlarımızı desteklemek istiyoruz. Kısa sürede lojistik alanında önemli yol aldık.

Geçtiğimiz yıla kıyasla önemli gelişmeler kaydettik, COVID-19 sürecinin de etkisiyle kargo gelirlerimizde de önemli artış görüyoruz. 2020 yılının başından itibaren yaşadığımız pandeminin, kaydedilen bu artışta önemli payı var. Pandemi sürecinde yaşadığımız sosyal izolasyon, hali hazırda yükselmekte olan e-ticaret eğilimini çok daha hızlı şekilde artırdı. PTT olarak artan bu talebe karşı hazırlıklıydık” dedi.

Hazırlıkları dolayısıyla müşteri talebine yanıt verdiklerini ve vermeye devam edeceklerini dile getiren Gülten, kontrollü sosyal hayatta, e-ticaret, kargo ve lojistik sektörlerindeki talebin devam edeceğini belirtti.

Gülten, “İçinde bulunduğumuz zor koşullar dijitalleşme ile ilgili daha hızlı çözüm üretmek için bizi teşvik etmiş oldu. E-ticaretteki davranış değişiklikleri bizi bir 10 yıl öteye götürdü. 10 yıl sonra olmasını beklediğimiz rakamlara şu an ulaşmış olduk. Bu rakamlar, bizlerin de davranışlarını değiştirdi. e-ticarette en önemli şey, müşteriye ilk alışverişi yaptırabilmek, onu da şu an da yaşadık” dedi.

COVID-19 sürecinde temassız teslim başta olmak üzere sürece uygun ürün ve hizmetler ortaya çıkardıklarını bildiren Gülten, devamındaki süreçte de yapılacak çok çalışma olduğunu söyledi.

“Konteyner piyasasında blockchain uygulaması fevkalade ileri seviyeye doğru gidiyor”

İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, deniz ticaretinin, ülke ekonomilerinin ne yöne gittiğine dair belirtiler veren bir sektör olduğunu söyledi.

Deniz ticaretinde dijitalleşmenin yeri ve önemi hakkında bilgi veren Kıran, şunları söyledi:

“Dijitalleşmede deniz ticareti bir çok alanda ilerliyor. Yapay zeka, nesnelerin interneti, robotik sistemler, big data, blockchain şu an için denizcilik alanında kullanılan yeni teknolojiler, denizciliğin alanına göre de bunların kullanım düzeyleri değişiyor.

Bu beş enstrümanın kullanılması sayesinde ilerleme kaydedilen alanları, gemiler, limanlar, deniz ticaret yönetimin dijital dönüşümü, insan gücünün dijitalleşmesi olarak sıralayabiliriz. Örneğin, konteyner piyasasında blockchain uygulaması fevkalade ileri seviyeye doğru gidiyor.”

“Bir anda araba hariç her şeyi taşır hale geldik”

MNG Kargo CEO’su Salim Güneş, sektörün hem rakamsal hem de işlevsel genişliğinin hem dünyada hem de Türkiye’de çok geniş olduğunu dile getirdi.

Kargo tarafının, lojistik sektöründe tüketiciye dokunan taraf olduğunu belirten Güneş, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Sektörümüzü dijitalleşme iki boyutta etkiledi. İnsanların hızlı şekilde dijital dünyaya ulaşması, kendilerine özgü ürün talep edebilme özgürlüğünü ve imkanını yarattı. Herkes kendine özgü ürünü Türkiye’nin her tarafından talep edebilir hale geldi. Bu, bizim işimizi değiştirmeye başladı. İşimizin yüzde 80’i B2B iken, bugün özellikle COVID-19 dönemindeki rakama göre, neredeyse yüzde 65-70’i B2C’ye kaydı, yüzde 30-35’i B2B’de kaldı.

Dijitalleşme dışsal olarak işimizin içeriğini değiştirdi, içsel olarak ise yaklaşık 100 bine yakın KOBİ ve pazar yeri alanından neredeyse her gün 3 milyon müşteriye ulaşır olduk. Bu dinamikler her gün yeniden oluşuyor. Yapay zeka, dijital planlamalar işimizde çok daha değerli hale geldi. Bir çok alanı teknolojiyi kullanarak geliştirmek ve değiştirmek durumunda kaldık.”

COVID-19 döneminin e- ticarete etkilerine değinen Güneş, sürecin sektörü güçlü şekilde hızlandırdığını aktardı.

Güneş, internetten hiç satış yapmayan bir çok KOBİ’nin satış yapar hale geldiğini, evine kapanan tüketicilerin önce hızlı tüketim ürünlerini internetten talep ettiğini, devamında spor malzemelerinden kitaba kadar çok sayıda ürünü internetten almaya başladığına işaret etti.

Salim Güneş, “Tüketiciler evde biraz daha sıkılmaya başlayınca bu sefer ev dekorasyonu ürünleri almaya başladı. Bir anda araba hariç her şeyi taşır hale geldik. Bir çok firma araba hariç herşey e-ticaretten satar ve bizim üzerimizden taşıtır hale geldi. COVID-19 süreci bizim sektörümüzü yeniden yapılandırdı diyebiliriz.” ifadelerini kullandı.

“Yaklaşık 780 milyar dolarlık Türkiye ekonomisinde, lojistik sektörü 52-53 milyar dolar ile önemli hacme sahip”

Borusan Lojistik Hizmetleri Genel Müdürü Mehmet Kalay lojistik sektörünün büyüklüğüne işaret ederek, dünyadaki lojistik sektörünün 4.7 trilyon dolarla önemli yere sahip olduğunu söyledi.

Kalay, “Yaklaşık 780 milyar dolarlık Türkiye ekonomisinde, lojistik sektörü 52-53 milyar dolar ile önemli hacme sahip. Bu sektör içinde de dijitalleşme kaçınılmaz. Son beş yıldır tamamen iş modelimizi değiştirdiğimizi gördük. Artık biz lojistik şirketi değiliz de belki de teknoloji şirketiyiz diyerek baktık. Teknolojiyi ürünün ötesinde, iş modeli olarak tanımladığımız bir yere doğru evrilmeye başladık” dedi.

Kaynak: AA